Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Ben Selim Bahar. 1987, İzmir doğumluyum. 19-20 yaşından beri bu sektörün içindeyim. Aslında benim hayalim konservatuar okuyup oyuncu olmaktı. Bunun için de için 4 yıl boyunca sınavlara girdim ve ciddi bir eğitimim oldu, alanında çok iyi isimlerle çalıştım. En son İstanbul’da oyunculuk sınavlarına girdim. Sınavdan sonra aslında oyunculuk benim için bir yerde kırıldı ve akabinde tesadüf eseritanıştığım biri sayesinde bir ajansa görüşmeye gittim. Meğer ben oraya kast direktörü asistanı olarak gitmişim fakat ben oyuncu olarak gittiğimi düşünüyordum. Sonra benim kafamda bambaşka bir yol açıldı ve ben bunu denemek istedim. Kast direktörlüğü üzerine asistanlık yaptım. Benim yolculuğum daha çok -streetcasting- sokak kastıyla başladı ve sokak kastında 3 sene kadar çalıştım İstanbul’da. Elimde kamerayla sokağa çıkıp reklam projeleri kapsamında oyuncu buluyordum. Reklam projelerinin ardından bir de sinema ve dizi dünyasına olan merakımla yeni bir asistanlık serüveni başladı benim için. Ben öğrenmeyi çok seven biriyim.Normalde bizim sektörde bir projede çalıştığımda bazı kişiler hemen kendi yerlerini açarlar, çok heyecanlıdır ve hemen dükkanımı açayım, işte menajerlik de yapayım, kast direktörlüğü de yapayım derler. Ben onun aksine ne kadar öğrenebilirim diye düşünüp hayatımı buna göre planlayıp 5 sene asistanlık sürecimi uzattım. Aslında işin içinde piştim diyebilirim.
Bir kast direktörü neler yapar?
En basit tanımıyla bir kast direktörü senaryoya uygun oyuncu bulur fakat bu çok büyük zorluklarla olur.Neticede bizim işimiz insan.
Başarılı bir kast direktörünün başka ne gibi özellikleri olması lazım?
Çok okuması, çok izlemesi, çok araştırıyor olması, film, kısa film ve tiyatro festivallerini takip ediyor olması lazım.Yeni tiyatro oyunlarını takip ediyor olması da çok önemli. Mesela okulların final mezuniyet oyunlarını görüyor olması lazım. Ben şu an İstanbul’da bir çok okuldan kimler bu sene mezun olacak biliyorum, final oyunlarına -pandemiden sonra biraz aksatmış olsamda- oyunlarına gidiyorum ve birçok şeyden haberdarım. Bu zorunluluklar kast direktörlerinin vakit ayıramayacakları bir şey gibi duruyor halbuki çok basit bir şey.Bu bir rutin aslında, günlük hayatın içine eklenmesi gereken bir şey.Çok fazla isim bilmesi lazım.Yani benim zihnimde belki şu an 10.000 küsürisim var. O insanları ben sadece ajans dosyalarından bakıp ezberlemiyorum. Ezbere karşıyım. Anlamaktan yanayım. İzlediğim bir bağımsız filmde birini görüyorum, onun adını not alıyorum ve ben o oyuncuyu yeri geldiğinde oradan gördüm diyorum.
Sizin beğenmediğiniz ve bence asla oyunculuk yapmaması gerekir dediğiniz isimler var mı?
Bence böyle bir tipoloji var. Onları düzenli olarak gittikleri spor merkezlerinden ve oyunculuğu sadece fizik ve yüz güzelliği ile sınırlandırmalarından anlarsınız. O sebeple isim vermeyeceğim. Oyunculuk hayat boyu eğitimdir, kendini geliştirmektir. Tabii ki spor hayatımızın bir parçası olacak, kendine bakım hayatımızın bir parçası olacak ama bir noktada da kitap okumaya, film izlemeye vakit ayıralım değil mi ? Siz hiçbir oyuncu adayından ya da oyuncudan İngilizce kursuna yetişmem lazım, akşam da eskrim dersim var, üzerine bir Michael Haneke filmi izleyeceğim diyeni gördünüz mü? Bende de çok örneği yok… Bende genelde beğeniler böyle oluyor.
Son dönemde mesela en beğendiğiniz proje nedir?
Son dönemden beğendiğim proje Kızıl Goncalar. Gerçekten çok beğendim ve Özgü Namal’ı izlemeyi özlemişim. Gerçekten bu kadar güzel ve lezzetli bir oyunculuğun ana akımda olması çok güzel bir şey. Zaten Özcan Bey de bence tartışmasız çok iyi, ben çok beğeniyorum kendisini. Ayrıca gençler de çok iyiydi projede.
Sizce tecrübeli oyuncular mı yoksa yeni yetenekler mi? Bir projede yapımcılara daha çok tecrübeli oyuncuları mı önerirsiniz yoksa yeni yeteneklere şans verelim der misiniz?
İkisinin de yeri ayrı. Fakat benim için totalde hepsi oyunculuk mesleğini icra eder. Tecrübeli, tecrübesiz diye ayırt edemem. İyi bir kast direktörü sektöre devamlı olarak yeni isim kazandırmalıdır fikrindeyim. Nasıl ki bir oyuncu rolün küçüğü büyüğü olmaz diyor, bir kast direktörü de kendini sadece projeye başrol bulmak ile sınırlandırmamalıdır. Yeni isimlere fırsat vermek mesleğimizin en temel ilkesi. Oyuncuları eşitleyen şey burada audition süreci. Aynı yaş grubu tecrübeli, tecrübesiz tüm isimlere roller açık oluyor. Finalde oyuncu seçimleri yapılıyor.
Kötü karakterlerde yeni yeteneklerin ön plana çıktığını düşünüyorum. Siz ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında?
Herkesin -yazılan karakterle uygun bir yaştaysa- her karakteri oynayabileceğini düşünen biriyim. Önemli olan iyi bir audition vermesi. Projede anlaşılan kast içerisinde sırıtmasın yeterli. Bir oyuncuyu beğendiğimizde ona uygun bir yer arayışına gireriz. O dünyanın içerisinde kötü ya da iyi karakter fark etmez bu konuda. Arka arkaya denk gelmiş olabilirsiniz. Diğer bir senaryoda ise şöyle bir durum olabilir; yeni bir isim parlatılmak istenmiştir proje içerisinde ve inandırıcılık daha yüksek olsun diye izleyicinin çok alışmadığı yüzler hikayeye olan katkısından dolayı tercih edilebilir.
Yapımcıyla yönetmen oyuncu konusunda ters düştüğünüz zamanlar oluyor mu? Bu durumda ne yapıyorsunuz?
Ters düşmek olmuyor hepimiz aynı projenin çok iyi olması hususunda anlaşmaya çalışan profesyonelleriz. Bazen de aklın yolu bir oluyor tartıştığımızda orta yolu buluyoruz diyebilirim. Israrcı olmak inandığınız bir konuda müthiş sonuçlar doğurabilir. Sadece çok ısrar bazen bir sistemi bozabiliyor, bir yeri kırabiliyor çünkü bazı insanların da öğrenmesi gerekiyor yolda. Tabii ki ben de bir şeylerde çok ısrarcı oluyor olabilirim. Çok yanıldığımı görmedim, onu açıklıkla söyleyebilirim.Israr ettiğim kişi konusunda çok yanıldığını görmedim ama insana güvenmek çok acayip bir şey. “İyi insan, iyi oyuncu” derler ya hep gerçekten iyi oyuncu olmak için iyi bir insan olmak lazım. Mesela ben bir projeye başladım ve başrol, yardımcı rol oyuncularını tartışıyoruz ve isimlerle anlaşıyoruz. İkinci günden büyük problemler çıksa ne olur? O yüzden bizim meslek zor çünkü işimiz gücümüz insan. Ben o sebepten dolayı daha büyük rollerde çalışmadan önce hikayesi çok uzun gitmeyecek fakat önem verdiğimiz rollerde çalışıp setteki ahlakına, tavrına, davranışına önden bakıyorum. Menajerine de soruyorum nasıl birisi olduğunu. Referans önemli fakat en az 3 kişiden referans alırım ve karar vermek kolay olmaz. Bu konuda adil olmak gerek. Dolayısıyla bu konularda da çok netim. Mesela 2-3 bölüm geldi, çalıştık ve reji ekibi, yönetmen çok iyi dedi, yapımcı eline sağlık Selim dediğinde ben her yerde bu oyuncuyu artık göstereceğim demektir.
Genç oyunculara bir kast direktörü olarak ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
Önlerine gelen fırsatları asla tepmesinler. Nasıl İstanbul’a gelen diyor taşı toprağı altın, fırsatlar şehri diye bizim sektörde baktığında fırsatlar sektörü. Bir projede iki cümle söyleyip de kendini kabul ettiren çok isim olmuştur zamanında… Küçük rol, büyük rol diye ayırmadan bir süre ilerlemek gerekiyor. Üstüne ekleye ekleye gitmeli, güzel bir showreel elde etmeli. En önemli şeylerden biri bu. Showreel konusunu açarsak, oyuncular çalıştıkları projelerden arka arkaya güçlü sahneleri ekliyor ve tek bir video haline getiriyorlar. Girişte oyuncunun adı ve soyadı gibi kişisel detayları, eğitim, deneyim bilgileri yazar. Akabinde toplamda 3-4 dakika olacak şekilde bir çok farklı kesitin olduğu deneyim videoları sıralıdır. Oyuncular bazen showreel durumunu abartıyorlar. 10-15 dakikalık showreel görmüşlüğüm var. Maksimum 3-4 dakika olması yeterli. Bir showreel maksimum 1 yıl kullanılmalı fikrindeyim. Oyuncuların düzenli olarak fotoğraf ve showreel güncellemesi yapması gerekiyor. Güncel aranan karakterlere daha rahat adapte olmak için bu önemli. Kişilerin boy, yaş, kilo bilgileri nasıl düzenli olarak güncelleniyorsa bu hususa da çok dikkat edilmeli. Ajans durumları önemli. Sizi kimin temsil ettiği, kimin sizi nasıl aktardığı... Bu gibi durumlara da özenle dikkat edilmeli. Bunun için beğendiğiniz yapımların projelerinin arkajeneriklerinde ajans ve menajer isimleri yazar. Güncel işlerin arka jeneriklerini kontrol edebilirler. Instagram ilanlarından daha güvenilir bir mecra burası onlar için. Yapımlar güven duymadıkları ajanslar ile çalışmazlar. En azından yeni oyuncu adayları için daha güvenli ilerleme durumu olabilir. Kime güveneceğiz diye düşünmektense bu daha doğru bir yol gibi geliyor bana.
Güncel ve gelecek projelerinizden bahsedebilir misiniz?
Güncel olarak şu an “Aldatmak” ve “Teşkilat” dizileri var. Çekimleri biten yakında vizyona girecek olan Mükemmel Aile, Beyaz Eşya, Yaren Leylek filmleri geliyor. Önümüzdeki dönemde BKM’nin yapımcılığında bir sinema filmi projesi var, dönem işi olacak. Çok heyecanlıyım ama bu proje için detay veremiyorum. Cengiz Özkarabekir’in yöneteceği, senaryo süpervizörlüğünü Ahmet Ümit, Mehmet Çağçağ, Dr Samuray Özdemir, Yılmaz Odabaşı‘nın yaptığı ve senaryosunu Kubilay Zerener'in yazdığı kara komedi dram bir iş geliyor. “Paranoya” projenin adı. Onun da şimdi görüşmelerini yapıyoruz ve Nisan ayında sete çıkacak. Serdar Akar’ın bir filmi var onlar sete çıktılar ve o da güzel oldu.“7 Büyük Günah” filmin adı ve kara komedi, gerilim bir iş. Tek mekânda geçen bir proje. 5 üniversite arkadaşının hikayesi işleniyor.
Son olarak sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Geçen sene Amerika merkezli Casting Directorleri birliğine kabul edildim. “Casting Society Of America” C.S.A. diye geçiyor.O mesela benim mesleğimde çok büyük bir kırılma noktası oldu.Amerika’da kast direktörlüğünü yapan kişiler yani uluslararası boyutta bu mesleği yapan kişiler menajerlik yapmıyor ve bana da çok bana teklif gelmişti zamanında menajerlik için. Ben de o dönemlerden beri yok ben kast direktörü olacağım, hatta uluslararası kast sektörü olacağım diyordum ve bunun üzerine çalıştım hep.15 Aralık 2022’de bizimle olmayı tercih ettiğin için çok teşekkür ederiz diye bir e-posta geldi.Yani o kadar gurur vericiydi ki şok oldum, mutluluktan ağladım. Tabii bunlar çok görülen şeyler değil beni en çok üzen şey o. Amerika’daki işleri izlerken çok heyecanlanıyordum, bu meslek orada doğdu sonuçta. Kastdirektörlüğü bilinen bir şey değildi. Türkiye’de de maksimum 25 senesi vardır mesleğin ve bende 2007 yılında başladım. Şu an ben de bir CSA üyesiyim ve ben bunu hem ülkem adına hem kendim adına nasıl değerlendirebilirim, nasıl iyi bir şekilde temsil edebilirim ülkemi bunları tasarlıyorum zihnimde.