Beğenilen bir moda tasarımcısı olarak sizi tanıyabilir miyiz?
2013 yılında İzmir’de tasarım hayatıma başladım. Lise yıllarında tekstil işlerine bir ilgimin olduğunu fark ettim diyebilirim. Bu alanda mesleki bir eğitim almadım, çekirdekten yetiştim. İzmir’de önce bu alanda faaliyet gösteren bir akrabamın yanında çalıştıktan sonra 2014 yılında İzmir’de ilk yerimi açtım. 2015 yılı sonunda ise Eskişehir’e geldim, gelinlik ve abiye üzerine Eskişehir halkına hizmet vermeye başladım. Yaklaşık 6 yıldır da giderek yükselen bir ivmeyle, farklı şehirlerde açılan şubelerimizle mesleğimizi başarıyla sürdürmeye devam ediyoruz.
Tasarımlarınızı yaparken nelerden ilham alırsınız?
Dünyaca ünlü, takip ettiğim ve ilham aldığım sektöre yön veren tasarımcılar var; Zuhair Murad, Elie Saab, Pronovias, Berta gibi. Genelde klasik bir şekilde ilham alan biri değilim. Koleksiyon oluştururken her yıl değişen trendleri mutlaka takip ediyorum. Her yılın 9. ayından sonra bizim iki ay süren bir gelinlik motifi hazırlama dönemimiz oluyor, o dönem bizim için en yorucu dönem aslında. Koleksiyonlarımıza trendler çerçevesinde kendi yorumlarımızı da katarak, etnik ve özgün detaylar ekliyoruz, doğru kumaş ve dantel seçimlerini yapıyoruz ve buna göre gelinlik modellerini belirliyoruz. Bir önceki sezonun birikimi, bizim önümüzde sezon koleksiyonda ne yapacağımızı ortaya çıkartıyor. Koleksiyonun yarısını bu şekilde yaparken diğer yarısını da tamamen farklı, kendimize özgü stil ve tasarımlarla yapıyoruz. Tüm bunlar bizim daha farklı, kaliteli ve kişiye özel modeller üretmemizi ve müşteri memnuniyetine ulaşmamızı sağlıyor.
Birilerinin hayallerini gerçekleştirmeye çalışıyorsun, bu mutluluk ve gurur verici.
Gelinlik sektöründe yer almaya nasıl karar verdiniz?
Çalıştığım yerler hep gelinlik üzerineydi, ilk çalıştığım firma Miss Defne o dönemde gelinlik sektöründe dünyanın en büyük gelinlik firmalarından biriydi. Mesleğimi de icra etmeye başladığım günden beri seviyorum. Sonuçta birilerinin hayallerini gerçekleştirmeye çalışıyorsun, bu mutluluk ve gurur verici. Sektör olarak gelişmeye açık bir sektör. Hazır giyimde her şeyi yapamıyoruz ama gelinlik öyle değil, gelinlikte çok fazla detay var. Bir tane askı yaparsın modelin bütün aurası değişir. Bir gelinlik yaparken bütün hayal gücünü kullanabiliyorsun, her şeyi yapabiliyorsun ama hazır giyimde bunları çok fazla yapamazsın. Bütün bu sebeplerle meslek hayatım gelinlikle başladığım yolda gelinlikle devam edip, gelin adaylarının hayallerini gerçeğe dönüştürmek oldu.
2018 yılında bayileşme karar aldık ve 2019 yılında bunun alt yapısını oluşturduk. Çünkü farklı illerden de çok talep vardı. İlk şubemizi Mardin’e açtık, şimdi sırada Adana, Diyarbakır, Erzurum, Erzincan ve daha sonra Trabzon, Ordu, Antalya, Bursa şehirleri var. Ankara, İstanbul ve Eskişehir’e muhtemelen 2022’ye kadar şubelerimizi kendimiz açmış olacağız. Bayileşmeye önem veriyoruz. Hedefimiz tabi ki Avrupa’da bir yer açıp, dünyaya açılmak.
Tasarımcının en büyük özgünlüğü kendisiyle alakalıdır.
Sizi diğer moda tasarımcılarından ayıran özellik nedir?
Tasarımcının en büyük özgünlüğü kendisiyle alakalıdır, bugün Türkiye’de binlerce tasarımcı var ama tanınan, bilinen, Avrupa’da ses getirip defilelere çağırılan yok. Müşterilerin aldığı en büyük şey daha önceki müşterilerin referansı. Daha önce yaptığımız gelinliklerin ürün ve tasarım kalitesini görüyorlar ve bunlar da bizim için en iyi referans oluyor. Yani müşteri memnuniyeti, bizi diğerlerinden ayıran yegâne sebeptir.
Türk modası ve modacıları da dünyada önemli bir yer tutmaya başladı.
Eskişehir ve genel itibariyle Türk modasını nasıl değerlendirirsiniz?
Eskişehir moda anlamında bence gayet iyi, güzel işler çıkaran tasarımcılar var. Türk modası ve modacıları da dünyada önemli bir yer tutmaya başladı. Örneğin en son Doğu’da yapılan açık hava defilesi vardı o çok ses getirdi dünyada trend oldu. Türkiye’deki moda tasarımcıları son 10 yılda dünyada yer almaya başladı. Daha önce Araplar hâkimdi; Zuhair Murad, Elie Saab gibi.
Türkiye’den takip ettiğiniz tasarımcı var mı?
Ustam olmasından dolayı Cemil İpekçi’yi takip ederim ama tabi onunla biraz tarzlarımız farklı. Raşid Bağzıbağlı’yı çok beğeniyorum, bir de ismi çok bilinir olmasa da işleriyle çok başarılı olan Burak Çiçek var.
Paris Moda Haftası beklediğimiz bir şey değildi, tabi ki Anadolu’dan birinin ilk defa çağırılması hem ülke hem bizim adımıza gurur verici bir şey.
Paris Moda Haftası’na gelirsek, neler hissediyorsunuz? Orası için nasıl bir koleksiyon hazırlayacaksınız?
Paris Moda Haftası bizim için sürpriz oldu aslında, öyle bir şey beklemiyorduk. Bizim hedefimiz İstanbul Mercedes Fashion Week’ti, oraya çağırılacağımızı biliyorduk ama Paris Moda Haftası beklediğimiz bir şey değildi, tabi ki Anadolu’dan birinin ilk defa çağırılması hem ülke hem bizim adımıza gurur verici bir şey. Bu da tabi Avrupa’ya açılmak istiyorsan İstanbul’da olmalısın algısını değiştirecek bence. İyi hazırlanıyoruz, en iyi şekilde temsil etmeye çalışacağız.
Hedefim; Eray Köseoğlu tasarımlarının modaya yön veren dünyanın bütün şehirlerinde var olması…
Pandemi dönemi sizi nasıl etkiledi?
Bütün dünyada olduğu gibi bizi de çok etkiledi. Moda sektörünü canlı tutan şeyler; defileler, şovlar, moda haftalarıdır. Uzun süredir bunlar gerçekleştirilemiyor. Sosyal mesafe kurallarına uygun daha küçük çaplı defileler ya da katılımcı olmadan online defileler yapılıyor. Umarım bir an önce bu salgın biter. Sektör olarak çok zarar aldık, yaklaşık yüzde 40’lık bir küçülme var piyasada. Bu Eskişehir’de olduğu gibi Türkiye’nin diğer şehirlerinde daha yüksek oranlarda. İzmir’de tekstil ile ilgili kapatılan firma sayısının yüzde 22’lere çıktığı söyleniyor. Bugün İstanbul’da, Nişantaşı’nda, Kadıköy’de mağaza bulmak çok zor iken şu an dünya devi markalar mağazalarını kapatıyor.
Pandemi sonrasında yarım kalan projelerimizi devam ettireceğiz. Pandemi bittiğinde artık ekonomi de eskisi gibi olmayacak. Biraz ekonomik şartları da göz önünde bulundurarak devam ediyoruz ama bayileşmek, İstanbul, Ankara ve Bursa mağazalarımızı açmak gibi planlarımız var, en kısa zamanda da yapacağız.
Şimdi yurtdışında ticaret yapmak için bir görüşmemiz var, en son Metin Güler ile görüştük, o da destek oldu sağ olsun. İngiltere’de önemli bir müşterimiz var, görüşme aşamasındayız şu anda ama büyük ihtimalle pandemi bittiği zaman çalışmaya başlayacağız. Hedefim; Eray Köseoğlu tasarımlarının modaya yön veren dünyanın bütün şehirlerinde var olması…
İş dışında neler yapıyorsunuz, özel hayatınızdan da biraz bahseder misiniz?
Günümün büyük bir bölümünde çalışıyorum. Hemen hemen her hafta İzmir’e gidiyorum, orada da bir iş yerim var atölyenin büyük kısmı orada. Eskişehirliyim ama gençlik dönemimi İzmir’de geçirdiğim için arkadaş çevrem İzmir’de diyebilirim. Bunların haricinde dövüş sporlarını çok seviyorum, kick boks yapıyorum. Seda Duygu Aygün sayesinde başladım boksa, zaten çok başarılı dünya şampiyonu, inanılmaz yetenekli bir hocamız, çok severiz kendisini. Bir de ava gitmeyi seviyorum.
Moda sektöründe kariyer yapmak isteyen gençlere hangi tavsiyelerde bulunursunuz?
Moda Tasarım bölümünün burada olması dolayısıyla çok geniş bir portföy var Eskişehir’de. Aynı zamanda öğrencilerin de kendisini geliştirmesi lazım. Staj yapmak isteyen, iş öğrenmek pratiğe dökmek isteyen öğrenci geliyor ama birçoğunu mesleki olarak yetersiz görüyoruz. Özgür Yılmaz adında bir asistanımız vardı, iddia ediyorum gelecekte 10 yıl içinde çok fazla ismini duyuracaktır. Çok iyi noktalara geleceğine inanıyorum hatta benden bile yetenekli bir çocuktur.
2021 yılının son aylarında Eskişehir’de bir defile yapmayı düşünüyoruz.
2021 yılı içerisinde yeni bir defile düşünüyor musunuz?
2021 yılının son aylarında Eskişehir’de bir defile yapmayı düşünüyoruz. Yine gelinlik ve abiye üzerine olacak. Bir de Ankara’da var, orada bir organizasyondan teklif aldım, oraya da gitmeyi düşünüyoruz ama bunların hepsini süreç belirleyecek. Antalya Fashion Week e davet aldık. Tabi pandemi süreci nasıl devam edecek, şartlar ne olacak bilmiyorum ama Eskişehir’de bir defile kesin yapacağız onu söyleyebilirim.
En büyük hedefiniz nedir?
Sektör için yaşımız çok genç, şu an için Paris Moda Haftası’na çağırılmak benim için hayaldi. Bunun üzerine ne kadar çıkabiliriz, nereye gelebiliriz onu hedefliyorum aslında. Dünyada olmasa da Türkiye’de bir şekilde tasarımcı olarak insanların aklında yer edinmek istiyorum. Dünyaca ünlü modacı olmayı istemek çok gerçekçi olmaz, Eskişehir’den dünyaya açılmak bir hayalci bir tutum olur. Bu bir hedef ise tabi ki öyle bir hedefimiz var ama ben daha gerçek hedeflere bakıyorum. Ben Türkiye’de iyi bir noktaya gelmek istiyorum, onda da bir yerlere geldik çok şükür. Bundan sonra nasıl büyürüz ona bakacağım. Bayileşmek denince fabrikasyona mı dönecek diye bir algı oluyor ama hayır, bayilerde de aynı olacak. Daha butik çalışacağız, kaliteli, daha modern, özgün tasarıma sahip gelinlikler yapmaya çalışıyoruz. Hedeflerimiz bu şekilde bakalım inşallah bir gün dünyaya da açılırız.