Follow Life

Sektöründe deneyimli ve başarılı isim: Mustafa Ceylan

MODA

Güzellik sektörüne yaptığı katkılarla, yıllardır bozmadığı çizgisiyle ve yurtdışına açılan başarısıyla adından söz ettiren Kuaför Mustafa Ceylan’la bir araya geldik. Küçük yaşlarda bu meleğe başlayan Eskişehirli kuaför, başarının başarı getirdiğine inanıyor ve hep daha iyisi için uğraşıyor. Deneyimlerini ve başarısının sırrını samimiyetle anlatan Ceylan, gençlere de örnek oluyor.

Bu mesleğe başlama hikâyenizden bahseder misiniz?

Alaylıyım ve bundan son derece memnunum, bu sinema sanatçılarında da olan bir durum. Tesadüfen başladım aslında. Nizami Kaymaz ustamla başladım, otobüs durağında karşılaştık, kuaför olmak ister misin diye sordu o şekilde çok spontane bir başlangıç yapmış oldum. Daha sonra çok zevkli bir iş olduğunu fark ettim. 89 yolunda kendi salonumu açtım. Hayatımın dönüm noktalarından biri 90-91 yılında girdiğim Kuaförler Odasının başlattığı bir yarışmaya katıldım. CMC C.A.T yarışmalarında birincilikler aldım ve şimdi bu kurumun Türkiye başkanıyım. CMC dünyayı, C.A.T ülkeleri temsil ediyor. O dönem de ulusal gazetelerde haberlere konu oldu bu olay. Yurtdışındaki çeşitli yarışmalara katıldım. Pandemi dönemi öncesi Rusya’da bir yarışmaya katıldık çeşitli ekipleri de bu yarışmalara dâhil etmeye çalışıyoruz. Dünyanın çoğu yerine bu vesileyle gittim, senede iki kere Paris’e gidiyoruz. Moda haftası dolayısıyla şovlara ve eğitimlere katılıyoruz. İki yıl önce dünya kuaförler başkan yardımcısı oldum. Balkan ülkelerindeki başkanlarla özel olarak ilgileniyorum. İki üç yıldır Türkiye’de festival yapmaya başladık. Bu yıl Pandemi nedeniyle yurt dışındaki ülkeler dâhil olamadı maalesef.

Deneyimli bir kuaför olarak, sizin bu meslekteki başarınızın sırrı nedir?

Bence çalışmak. Mesleğimi çok seviyorum, insan başarılı oldukça daha çok çalışıyor. Her zaman üzerine bir şeyler koymak istiyorum. Her zaman daha iyisi için çalışıyorum. Şu anda yurtdışındaki yarışmalar için eşimle birlikte ekip hazırlıyoruz. Eşim Türkan Ceylan da sağ olsun, koreografilerimizi, müziklerimizi hazırlıyor, kıyafetlerle de ilgileniyor. Yurtiçi ve yurtdışındaki kuaförlere eğitim veriyorum. Topuz eğitimi, kesim eğitimi, renklendirme eğitimi veriyoruz. Amatör ruhuyla çalışmak lazım, o heyecanla yapmak lazım. Bu her meslekte böyledir.

Kuaför salonunuza gelen konuklar neler buluyor, ne işlemler yapıyorsunuz?

Bir kuaförde olan her şeyi yapıyoruz. Cilt bakımı, kalıcı makyaj, saç için düşünebileceğiniz her şey salonumuzda yapılıyor. Özel günler için konuklarımızı da en güzel şekilde hazırlıyoruz. Onların memnun olması ve bizim yaptığımız işten mutlu olmamız için gereken her şeyi yapıyoruz.

Moda nasıl oluşuyor?

Ben modanın nasıl oluştuğunu bu yarışmalarla anladım. Dünyanın pek çok yerinden modacılar geliyor mesela Loure Müzesi’nde yapılan bir organizasyona, orası da çok güzel bir yer. Moda nasıl oluşuyor, mesela dünyaca ünlü modacılar var toplanıyorlar, belli ekipleri var hep aynı sene çıkıyorlar ve bir sene içinde çalışıyorlar. Bu durum kuaförlerde de var, bu sene ne renk yapabiliriz diye düşünüyorlar sarı, bakır vs. diye. Bu kıyafette de aynı şekilde, herkes sarı yapıyor mesela hint desenleri yapıyor. Siz o desenleri beğeniyorsunuz alıyorsunuz oradan ya da modacınıza diktirip vitrininize koyuyorsunuz. Bir anda insanlar aynı şeyi görüyor ve moda olmuş oluyor. Çok kişide olmayınca moda olmuyor zaten, moda herkesin aynı anda yaptığı şeye denir. O yüzden moda böyle gelişiyor, canlı örneklerini çok kez gördüm.

Pandemi dönemindeyiz ve insanlar tedbirli. Salonunuza gelen konuklar için nasıl tedbirler aldınız?

Salonumuzda aşağıda 8 tane, yukarıda 8 tane koltuklarımız vardı, onları yarıya düşürdük. Müşteriler de bu konuda hassas, biz de hassasız ve öyle olmak zorundayız. Sonuçta bize de geçebilir, bizden onlara da geçebilir. Randevulu çalışıyorduk zaten, yan yana almıyoruz bekleme koltuklarında da yan yana oturtmuyoruz. Dezenfektan ve kolonya ikramlarımız da mevcut. Herhangi bir bulaşma durumunda bu bizim işlerimizi de aksatır, herhangi bir elemanımıza bulaşsa salonu kapatmak zorunda kalacağız. Aynı şeyleri diğer kuaför arkadaşlarımız da düşünüyor. Tedbirli olmakta fayda var tabi ki.

Bir süre karantina dönemi geçirdik, eve kapandığımız o dönemi nasıl geçirdiniz? Neler yaptınız?

Benim evim bahçeli zaten o yüzden bahçeyle uğraştım, çiçeklerle uğraştım. Belki de 250 tane çiçek ektim. Biz normalde çıraklıktan başladığımız için 10 yaşından beri çalışıyoruz, hiç öyle 1 aylık bir tatil yapmamıştık. 2 aylık tatil yapmış olduk. Bana iyi geldi açıkçası dinlendik ben böyle bakıyorum bu duruma. Tabi diğer kuaför arkadaşlarımız açıısndan zor olmuş olabilir kiraları var, kredi çekenler var ama kendi açımdan dinlenmiş oldum. Sonra işlerimiz eskisi gibi olmasa da olmaya başladı tabi. Biz buna da razıyız zaten böyle gitse bile fena değil şöyle bşr dönem için. Bir spekülasyon olunca, haberlerde falan yasaklar olunca insanlar hemen çekiyorlar kendilerini, korkuyorlar o zaman bir düşüş oluyor. Şu anda normal gidiyor.

Özel hayatınızda nasıl birisiniz, neler yapmaktan hoşlanırsınız?

Beni elemanlara sormak lazım tabi herkes kendini iyi anlatır. Ben 40 yıllık kuaförüm, 32 yıldır da kuaför işletiyorum, hayat size bunu öğretiyor zaten. Nasıl biri olmanız gerekiyorsa oluyorsunuz. Benim hobim kuaförlük zaten, mesleğim aynı zamanda hobim de. Şovlar ve eğitimlerle ilgileniyorum. Pandemi olmadığı zamanlar yapıyorduk onları tabi. Şimdi birer eğitimler veriyoruz, alan arkadaşlar var. Saçla ilgili, makyajla ilgili eğitimler veriyoruz. 8-10 kişilik ekip olarak veriyorduk ama tabi 1-2 kişi olarak yapıyoruz. Evden dükkâna, dükkândan eve bir hayatım var. CMC C.A.T sayesinde dünya ülkelerini geziyoruz o yüzden yeni yerler görmeyi seviyorum. Geçen yıl Japonya’ya gittik mesela Osaka’daydı yarışmalar ve şovlar, biz ondan sonra Kyoto ve Tokyo’ya gittik, gezerek geldik. Oradan Phuket’e gittik. Değerlendiriyoruz tabi ki bu şekilde.

Son olarak, bu mesleğe yeni başlayan ve başlamak isteyenlere ne tavsiye edersiniz?

Başta çalışmak tabi ki iyi bir ustanın yanında. Yani hep derler ya çalışmak, çalışmak ve çalışmak. Şimdi gençler çok çalışmak istemiyor, artık bir de okula gidiyor ya kuaför arkadaşlarımız bize geliyorlar 16-17 yaşında. Bu sefer de artık elleri yatkın olmamaya başlıyor. Bir de hafta 2-3 gün geliyorlar çok yeterli olmuyor tabi ki bu. Daha erken yaşta başlamak lazım. Şunu örnek vereyim, jimnastiğe 15 yaşından sonra başlayabilir misiniz? Hepsinin bir kuralı vardır tabi profesyonelce yapmak için yoksa amatörce yaparsın. Bizim meslek de aynı şekilde. Mümkün olduğunca liseye başladıkları zaman hemen bir kuaförün yanına geçmeleri gerekiyor. Usta-çırak ilişkisi önemli hem daha çok saç görüyorsunuz hem eliniz erken yaşta eğiliyor. Okulda bilgileri aldıktan sonra uygulamayı da görmeleri gerekiyor. Belli bir evreye gelince insanlar kendi salonlarını açıyorlar. Tabi şu anda çok fazla kuaför salonu var. Maliyetler çok yüksek, ürünler çok pahalı. İyi bir yerde çalışmak aslında daha mantıklı. Elinizle yaparsanız kuaför olursunuz, elinizle, beyninizle ve kalbinizle yaparsanız da sanat olur. Bu meslekte de tabi ki özverili olmak gerekiyor.

Röportaj: Şerife Varol
Fotoğraflar: Can Catker
Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.