Başarılı bir Diyetisyen olarak, sizi tanıyabilir miyiz, kendinizden bahseder misiniz?
Ben Ecem KESKİNKILIÇ ATAY, 1991 doğumluyum. Asker çocuğu olduğum için ilkokul, ortaokul ve lise öğrenimimi farklı illerde tamamladım. Akabinde Doğu Akdeniz Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik mezunuyum. 5 senedir mesleğimi kendi kliniğimde icra etmekteyim.
Diyetisyen olmaya nasıl karar verdiniz? Bu mesleği seçmenizdeki faktörler nelerdi?
Ailem eğitim konusunda çok hassas insanlardı ve annemin bir sağlıkçı olması ve ayrıyeten sağlık sektörünün ülkemizde revaçta olması karar vermemi kolaylaştırdı ayrıca küçük yaşlardan beri beslenme hep dikkat ettiğim bir husus olmuştur bu sebeple diyetisyenlik mesleği benim için en doğru karardı.
Mucizevi tek bir besin yoktur. Beslenme bütün öğünleri ve besin öğelerini kapsamalıdır.
İnternetteki zayıflama kürleri ve diyetleri hakkında ne düşünüyorsunuz? İnsanlar profesyonel bir destek almadan zayıflayabilir mi?
Açıkçası zayıflama kürleri, mucizevi kürler, bir ayda yirmi kilogram verdiren listeler vb. listeleri gördüğümde çok gülüyorum aynı zamanda çok üzülüyorum. Mucizevi tek bir besin yoktur. Beslenme bütün öğünleri ve besin öğelerini kapsamalıdır. Sağlık açısından da etik olan budur. İnsanlara kesinlikle böyle şeylere itibar edipte sağlıklarını riske atmalarını istemem. İkinci soruya gelirsek evet zayıflar tabi ki ancak sağlıklı ve kalıcı bir sonuç elde edemezler. Çünkü beslenme parmak izi gibidir. Kişiye göre yazılmalı ve uygulanmalıdır. O yüzden bir uzmandan destek almaları onlar daha doğru olacaktır.
Mesleki alışkanlıktan dolayı çevrenizdekilerin yeme, içme gibi alışkanlıklarını da kontrol ediyor musunuz?
Mesleğimin ilk dönemlerinde çok fazla karışıyordum ama zamanla bu özelliğimi törpüledim. Sınırları aşmamak kaydıyla sağlıklı bir birey istediği gibi beslenebilir. Tabi ki kendi ailem hatta asistanlarım bile yanımda ne yediğine dikkat ederler.
Genellikle kilo vermek hakkında diyetisyene gidildiği düşünülür, kilo almak için gelenler de oluyor mu? Bu konuda yanlış bilinenlerden bahseder misiniz?
Tabi ki kilo almak için gelen birçok danışanım var. Aşırı zayıflıkta obezite kadar tehlikeli bir durumdur ve kilo aldırmak emin olun kilo vermekten çoğu zaman daha zordur ama azimli danışanlarımla başarılı sonuçlar elde ediyoruz. Ancak yanlış bilinen bir konu diyetisyenliğin sadece insanların görsel değişimleriyle ilgilendiğidir. Ancak bu tabi ki yanlıştır. Bunun yanında insanların kronik rahatsızlıklarına (diyabet, tansiyon, tiroit vb.) , gebelerin beslenmesi, emzikli beslenmesi gibi, sporcu beslenmesi vb. birçok konuyu kapsayan ve bu hastalıkların durumuna göre beslenme programı hazırlayan bir meslektir. Özetle diyetisyenlik insanların yaşam kalitesini arttıran hastalık tedavisinde yardımcı rol oynayan ve insanlarda görsel değişim sağlar.
Belki de meslek alışkanlığı, hayatta her konuda sonuç odaklıyımdır.
Biraz da özel hayata girersek, iş yaşamı dışında nasıl birisiniz?
Aslına bakarsanız ben tipik bir yengeç burcuyumdur. Burcumun hemen hemen tüm özelliklerini gösteririm. Hatta bazen haddinden fazla duygusal olabiliyorum bu konuda zaman zaman kendimi eleştirdiğim olur. Onun dışında aile hayatımda çok gülen, güldürmeyi seven birisiyimdir. Belki de meslek alışkanlığı, hayatta her konuda sonuç odaklıyımdır. Belirsizliklerden hiç hoşlanmam iyi ya da kötü bir sonuca ulaşırım.
Bize özel hayatınızdan, hobilerinizden bahseder misiniz?
Yaklaşık bir buçuk sene önce eşim Berkay’la hayatımı birleştirdim. Kendisiyle çocukluk arkadaşıydık uzun bir birlikteliğin ardından iyi ki hayatımı birleştirdim dediğim kişidir. Kendisi askeri pilot bu yüzden bazı zamanlar ayrı kalıyoruz bu durum beni biraz üzmüyor değil. Onun dışında hayatıma gerçekten her gün şükrediyorum.
Sevdiğim aktivitelerim arasında yoganın ayrı bir yeri var, zaman buldukça meditasyon amaçlı yoga yapmaktayım. Kort tenisi, eşimle ortak aktivite olarak çok severiz ve tabi ki vakit buldukça film izlemeye bayılırım, özellikle psikoloji ve gerilim filmleri izlerim. Alışveriş yapmayı severim. Ancak son zamanlarda pandemi ve yoğun iş temposundan dolayı hobilerime ayırdığım süre biraz azaldı.
Pandeminin ilk zamanlarında insanlar bağışıklık sistemlerini güçlendirdiğini düşünerek çok fazla ve yanlış gıdalar tükettiler sonuç olarak yanlış beslenme alışkanlıkları edindiler.Hâlbuki bağışıklık sistemini güçlendirmek demek çok yemek demek değildir.
Maalesef hala pandemi dönemindeyiz ve sağlıklı beslenmenin önemi arttı. Güçlü bir bağışıklık kazanmak için neler yapmalıyız?
Kaliteli ve sağlıklı yaşamın en önemli öğesi olan doğru beslenme bu dönemde de önemini kat ve kat arttırdı. Pandeminin ilk zamanlarında insanlar bağışıklık sistemlerini güçlendirdiğini düşünerek çok fazla ve yanlış gıdalar tükettiler sonuç olarak yanlış beslenme alışkanlıkları edindiler. Buda farklı sağlık problemlerini getirdi. Hâlbuki bağışıklık sistemini güçlendirmek demek çok yemek demek değildir. Gereken gıdaları gerektiği kadar tüketmektir. İnsanlara bu dönemde bağışıklık sistemlerini güçlendirmeleri için zencefil, zerdeçal gibi zencefilgilleri tüketmelerini, ayrıyeten ev yapımı yoğurt, kefir, turşu, sirke gibi probiyotik gıdaları tüketmelerin, içecek olarak bitki çaylarını (yeşil çay, ıhlamur, zencefil çayı) tavsiye ederim. Meyve tüketimine dikkat edilmeli mevsiminde portakal, mandalina, nar gibi meyveleri tüketmelerini öneririm. Meyve yemeyi tercih etmeyenler özellikle kahvaltıda bu meyvelerin suyunu tüketebilirler. Vitamin, mineral gibi gıda takviyesi kullanmak isteyen kişiler ilk önce tahlil yaptırarak hekime veya bir beslenme uzmanına danışarak kullanmalıdırlar. Böyle salgınlarla mücadele edebilmek için bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak zorundayız. Güçlü bir bağışıklık için iyi dinlenmeliyiz özellikle yeterince gece uykusu almalıyız, iyi beslenmeliyiz, vücudumuzu aktif tutmalıyız ve tabi ki mümkün olduğunca temastan kaçınmalıyız. Son olarak bu dönemde düşük kalorili diyet ve sağlıksız beslenmeden uzak durmanızı öneriyorum.
Peki, siz bu salgın sürecinde neler yaptınız? Kişisel ve iş anlamında nasıl tedbirler aldınız?
Pandeminin pik yaptığı mart ayı itibariyle kliniğimi hem kendi sağlığım hem de danışanlarımın sağlığını korumak amacıyla üç ay süreyle kapattım. Şehir içi ve şehir dışındaki danışanlarımla online diyete geçiş yaptık, sosyal medya üzerinden bu dönemde nasıl beslenilmesi gerektiğini bilgilendirmek amacıyla canlı yayınlar yaparak çok sayıda insana ulaşmayı amaçladım. Sonrasında bu hastalıkla yaşamayı öğrendik, kişisel olarak sosyal mesafe, maske ve kişisel hijyenime çok dikkat ettim. Klinikte sıkı önlemler aldık, sık sık ilaçlama yapıldı ve halen yapılmaya devam etmekte. Danışanlarımın saat aralıklarını arttırdık ve bu sayede klinikte aynı anda bulunan kişi sayısını minimumda tuttuk. Her danışanımdan sonra cihazlarımı ve odayı dezenfekte ettik. Umuyorum bu süreç kısa zaman sonra sonlanır ve rutin hayatımıza devam edebiliriz.
Bu dönemde düşük kalorili diyet ve sağlıksız beslenmeden uzak durmanızı öneriyorum.
Son olarak, sağlıklı beslenmek isteyen okurlarımıza ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
Güne mutlaka kahvaltıyla başlamalarını, gerekli besin öğelerini tam ve yeterli ölçüde almalarını yani et, tavuk, balık, sebze, bakliyatları belirli denge içerisinde tüketmelerini, öğün atlamadan günlerini geçirmelerini, fast-food ve paketli ürünlerden mümkün olduğunca kaçınmalarını elzemle tavsiye ediyorum.
Röportaj: Şerife Varol Fotoğraflar: Can Catker