Follow Life

İsmini daha çok duyacağımız sporcu; Arzu Kabal

SAĞLIK & SPOR

Başarılarıyla Türkiye sınırlarını aşan ve Avrupa’da ismini duyuran Arzu Kabal ile Follow Magazin okuyucuları için keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Milli takım antrenörü, milli sporcu, Mavi Spor Kulübü’nün kurucusu ve Başkanı, yüzme dalında bir can kurtaran ve evde bir anne… Bütün bu sıfatlarını başarılı bir şekilde gerçekleştiren, genç yaşına dolu dolu tecrübeler sığdıran ve daha birçok başarısıyla konuşacağımız Kabal, spor yaşantısından özel hayatına bütün serüvenini bizlerle paylaştı. Bu azimli ve özgüvenli kadının bütün kadınlara örnek olacağını umuyoruz, keyifli okumalar.

Dünya çapında başarılara imza atıp, bayrağımızı her yerde dalgalandırmak istiyoruz.

Milli takım antrenörü olarak birçok başarıya imza attınız, Savunma Sanatlarına ilginiz ne zaman başladı?

Savunma Sporlarına rahmetli babacığım sayesinde henüz 6 yaşındayken 1987 yılında başladım. Bir kız çocuğunun ve kadınların kendini savunması ayaklarının üzerinde kendi başına durabilmesi gerektiğini anlatmıştı “ben de bunu sende görmek isterim sana inanıyorum ve güveniyorum” dediği için ben de rahmetli babamı dinleyerek spor hayatıma bu şekilde başladım. Karatenin yanı sıra yüzme, voleybol, atletizm, basketbol gibi farklı branşlarla da uğraştım ama Karate ve yüzmeyi çok sevdim. Şu an ise Kyokushın Karate Milli Takım Antrenörüyüm, Wushu branşında da 2. Kademe antrenörüm, yüzme branşında ise can kurtaranım.

Mavi renk bana hep huzur ve mutluluk vermiştir.

Aynı zamanda Mavi Spor Kulübü’nün Başkanı ve Antrenörüsünüz, Mavi Spor Kulübü nasıl başladı?

Mavi Spor Kulübü Başkanı ve kulüp antrenörüyüm kulübü kurmamdaki amacım spor hayatımı bir adım daha ileriye götürebilmek, bilgi ve birikimlerimi bu spora merakı, isteği olan herkese aktarabilmek için 15 Ekim 2018 tarihinde Mavi Spor Kulübünü kurdum. Kulübümüzde Wushu, Budokaido, Kyokushın karate ve yüzme branşlarımız ile faaliyet göstermekteyiz. Adını da neden mavi koyduğumu belirtmek isterim; küçüklüğümden beri maviyi çok severim, üzerimdeki kıyafetlerim hep mavi olsun isterdim ve sürekli mavi nazar boncuğu takardım ki hala daha takıyorum alışkanlığım oldu. Mavi bana hep huzur ve mutluluk vermiştir ki ayrıca mavi renk doğayı ve denizi de temsil ediyor...

Başarıyı yakalamanın yolu; saygı, kural ve disiplinden gelir.

Sizin ve öğrencilerinizin başarılarını nelere borçlusunuz? Şampiyonluk için nasıl bir çalışma içinde olmak gerekiyor?

Başarıyı yakalamanın yolu önce saygı, kural ve disiplinden gelir. Uzakdoğu sporları felsefesi olan bir spordur. Kendine saygısı olan kişinin çevreye de saygısı olur başkalarına da, ilk öğreti budur. Saygılı insan da zaten disiplinli olur ve yaptığı işi ciddiye alır. Biz başarımızı buna borçluyuz. Tabi ki bunun yanında hiçbir şey oturarak elde edilmiyor ve çok çalışmamız gerekiyor. En önemlisi doğru bir öğreti ile bunları Sporcularıma aktarmam gerekiyor. Bunları üst üste koyduğumuz zaman başarı geliyor. Aynı zamanda bunları sürekli uyguladığımızda da şampiyona için ekstra bir hazırlığa gerek kalmıyor çünkü mücadeleye her zaman hazır bulunuyoruz. Ancak Sporcularımızın 1 saat antrenman yapması gerekiyorsa biz eğitmenler 2 saat kendimiz antrenman yapmamız gerekiyor. Çok çalışmak ve düzenli antrenman yapmak gerekli ama ben sporcularımla beslenmeleri gereken yiyecekleri, uyku düzeni, kitap okumalarını, aklında kalanları özetlemelerini, ders çalışmaları gerektiğini ve spor hayatlarıyla ilgili bir çizelge düzenliyorum. Bu zaman dilimini onlar da severek ve isteyerek uyguluyorlar. Ufak dokunuşlarla yaşamlarında düzeni, kuralı, disiplini, aile içlerinde ve çevreye karşı sevgiyi saygıyı onlara aktarıyorum..

Hangi yaş gruplarıyla çalışıyorsunuz? Sizi zorlayan veya daha keyif veren yaş aralığı var mı?

Her yaş grubuna eğitim verebilirim ancak ben çocukları çok seviyorum ve onların bu disiplinle yetişmelerinden yana olduğum için çocukları tercih ediyorum. Minik çocuklara kız-erkek 6 yaş ile başlıyorum yani şuan 6 ile 18 yaş aralığında sporcularıma eğitim veriyorum. Yetişkin bayan gruplarım da var, öğrenmek istiyorlar onlarla da ayrı antrenman yapıyoruz.

Eskişehir’imle, başarılarımla ve sporcularımla gurur duyuyorum.

Başarılarınızla Eskişehir’e gurur veriyorsunuz, Eskişehirli değilsiniz, Eskişehir maceranız nasıl başladı?

Aslen Edirneliyiz, çoğu akrabalarımız da orada fakat babam Eskişehir’e yerleşip düzenini, işini kurup burada devam etmek istediği için ablam, abim ve ben doğduğumuzdan bu yana Eskişehirliyiz. Eskişehir’i çok seviyoruz, bu başarıları şehrime getirmek çok bana onur veriyor. Eskişehir’imle, başarılarımla ve sporcularımla gurur duyuyorum.

Üniversitede Muhasebe bölümünü bitirmişsiniz, bu alanda çalıştınız mı? Üniversitedeyken sporla aranız nasıldı?

Üniversitede Muhasebe bölümünü okudum, bu alanda kısa süre çalıştım. Evet, üniversite hayatımda da spor ile iç içeydim. Savunma sporları belli bir zaman sonra yaşam biçimimiz haline geliyor, antrenman yapmadan duramıyoruz ben de işimi çok severek ve isteyerek yapıyorum, canla başla Wushu Kung Fu Federasyonu’na bağlı antrenörlüğüme devam ediyorum.

Yaptığınız sporun felsefesini günlük hayata nasıl yansıtıyorsunuz?

Savunma sporları sadece kendini savunmak için değil vücudu bedenen, ruhen ve sosyal yönden de terbiye ettiği için -ki en büyük amaç bu. Günlük hayatımızda da olumlu etkiler bırakıyor daha zinde oluyoruz daha mutlu oluyoruz...

Bir kadın sporcu olarak kadın olmanın sizin alanınızda avantajları ve dezavantajları neler?

Ben kendi adıma bugüne kadar hiç bir dezavantaj görmedim fakat avantajları çok fazla. Örneğin sürekli formda ve sağlıklı kalıyorsunuz, çabuk karar verebilme yeteneğine sahip olabiliyorsunuz. Günümüzde biliyorsunuz ki en çok şiddeti kadınlar görüyor fakat bu sporlar ile uğraşan kadınlar hayatın her noktasında mücadeleye hazırlıklı oluyorlar. Kendilerine güvenip özgüvenli oluyorlar...

Arzu Kabal özel hayatında nasıl bir insandır?

39 yaşındayım, Hüseyin Kabal ile evliyim. Bora 18 ve Ege 11 yaşında iki oğlum var, çocuklarımı ve eşimi çok seviyorum. İşimde olduğu gibi evimizde de öncelikle kural, disiplin saygı ve sevgi gelir... Temizlik ve düzen konusunda çok titizim, her şey düzenli ve saatli olsun isterim. Dışarıdan yemeği çok tercih etmem, kendim mutfakta özenle uğraşmayı, yemekler, pastalar, börekler yapmayı severim. Aileme, arkadaşlarıma ve çevreme bağlıyımdır, inançlı bir insanım özgüvenim çok yüksektir... Sıcak kanlı uyumluyumdur, çok fedakar ve çok duygusalımdır, her zaman dürüst davranırım sözümün eriyimdir, kimseyi yarı yolda bırakmam insanlara elimden geldiğince yardım etmeye ve iyilik yapmaya çalışırım. Ayrıca çok sabırlıyımdır, hayatıma aldığım insanlarda da dürüst olmalarını beklerim. Çevremde güvenilir, sevilir ve sayılan bir insanım. Gezmeyi, eğlenmeyi, kitap okumayı, örgü örmeyi, müzik dinlemeyi ve araba kullanmayı çok severim.

Mavi Spor Kulübü olarak birinci amacımız; çocuklarımızı kötü alışkanlıklardan uzak tutmak.

Bundan sonraki kişisel ve Mavi Spor Kulübü olarak hedeflerinizden bahseder misiniz?

Mavi Spor Kulübü olarak birinci amacımız; çocuklarımızı kötü alışkanlıklardan uzak tutmak. Sağlıklı bir ortamda spor yapmalarını sağlamak ve onlara iyi bir gelecek hazırlanmasında yardımcı olmak. Kulüp olarak da aldığımız derecelerimizi daha ileriye taşıyabilmek ve dünya çapında başarılara imza atıp bayrağımızı her yerde dalgalandırmak.

Malum dünya olarak bir salgın döneminden geçtik, sizin karantina döneminiz nasıl geçti?

Bizler de kurallara uyarak, olması gerektiği gibi tedbirlerimizi aldık ve evlerimizde kaldık. Çok gerek kalmadığı sürece sokağa çıkmadık, çıktığımız zamanlarda da ve halen sosyal mesafe kuralına uyuyoruz. Maske takıyoruz ve hijyene kesinlikle önem veriyoruz. Bunları sporcularımıza da aşılıyoruz. Zor bir süreç tabi… Bu dönemde de ben sporcularımı yine yalnız bırakmadım, uzaktan eğitim ile antrenmanlarımıza devam ettik...

Yeni normalleşme sürecinde kulüp olarak nasıl önlemler aldınız? Bu yeni süreçte neler yapacaksınız?

Bu süreçte uygulanması gereken bütün kurallara uyacağız. Ateşimizi ölçeceğiz Maske takacağız, sosyal Mesafe kuralını uygulayacağız hijyene Önem vereceğiz. Spor bakanlığımızın da antrenmanlarımız için bize vermiş olduğu bütün talimatları yerine getirerek spor yapacağız. her vatandaş gibi üzerimize düşen görevi yerine getireceğiz ve bir eğitmen olarak bende örnek teşkil edecek şekilde tedbirli ve dikkatli bir şekilde antrenmanlarımıza ve hayatımıza devam edeceğiz...

Röportaj: Şerife Varol
Fotoğraflar: Can Catker

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.