Follow Life

Sağlık ve güzelliğin yeni adresi: Eda Kibar Atasoy

SAĞLIK & SPOR

Eskişehir’in sevilen Dermatologlarından Uzm. Dr. Eda Kibar Atasoy, danışanlarıyla daha güvenli ve konforlu bir alanda ilgilenebilmek için kendi kliniğini açtı. Deneyimleri ve yeni gelişen teknolojileri kullandığı Dr. Eda Kibar Dermatoloji Kliniği’nde, danışanlarıyla birebir ilgilen Atasoy, önceliği sağlığa vererek tüm kozmetik ve tıbbi işlemleri de gerçekleştirebileceğimizi söylüyor.

İlk olarak, bize kendinizden bahseder misiniz?

Aslen Akçakoca’lıyım İstanbul’da doğdum ilk ve orta öğrenimimi Aydın Nazilli’de tamamladım. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi 2002 mezunuyum. İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinden 2007’de Dermatoloji Uzmanlığımı aldım. Sonra sırası ile Menemen Devlet Hastanesi, Eskişehir Devlet Hastanesi ve Acıbadem Eskişehir Hastanesinde görev yaptım. Evli ve iki çocuk annesiyim.

Kendi kliniğinizi açtınız, kliniğinizden ve kuruluş hikâyesinden bahseder misiniz?

Pandemi dönemi yaşantımı ve hedeflerimi tekrar sorgulamama yol açtı. Hem kendim hem de hastalarım için daha güvenli, konforlu ve daha keyifli bir alan yaratmak istedim. Benim için; Dr.Eda Kibar Dermatoloji Kliniği ferah sade ve şık bir ortamda, huzurlu ve mutlu doktorluk yapmamı sağlayacak bir hayaldi. Şimdi gerçek oldu.

Kliniğinizde uyguladığınız tedavi yöntemleri nelerdir?

Elbette ki bir Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı yani Dermatolog olarak tüm deri, saç ve tırnak hastalıklarıyla ilgili teşhis ve tedavileri uygulamaktayım. Son zamanlarda sağlıklı olmak kadar genç ve güzel görünmek de önemli. Bu nedenle en güncel kozmetik ve estetik uygulamaları da sunmaktayım. Son teknoloji Focus USG, iğneli radyo frekans, leke lazeri, bölgesel incelme cihazlarımız ile danışanlarımıza hizmet veriyoruz.

Hastalarınız daha çok hangi tedaviler için başvuruyor?

En sık sivilce, leke, izler, saç dökülmesi, kırışıklık, sarkma, elastikiyet kaybı şikayetleri ile başvuruluyor. Saç mezoterapisi, PRP, dolgu, botoks, cilt yenileme talebi çok yoğun. Özellikle pandemi sürecinde bölgesel incelme ve sıkılaşma isteği ile başvuran kişi sayısında da ciddi bir artış var.

Medikal estetik uygulamaları günümüzde çok popüler ve talep arttıkça neredeyse herkes yapmaya başladı. Bu uygulamaları profesyonel anlamda kimlerin yapması gerekir?

Bence bu çok önemli bir konu medikal estetik uygulamalar tıbbi işlemlerdir. Bu işlemlerde bazı yan etkiler, istenmeyen sonuçlar ve komplikasyonlar görülebilmektedir. Tüm bu işlemleri yapmaya yetkili kişiler Dermatoloji ya da plastik cerrahi uzman doktorları ya da sertifikalı hekimlerdir. Hekimler de işlemleri yalnızca sağlık kuruluşlarında, muayenehanelerinde yapmaya yetkilidirler. Yani bir hekim gidip güzellik merkezinde tıbbi işlem yapamaz. Eczanede, kuaförde, komşunun evinde vb. yerlerde muayene ve müdahale gerektiren girişimsel estetik işlemler yapılamaz ve yapılmamalıdır zaten.

Malum hala pandemi dönemindeyiz, bu dönemde kliniğinizde aldığınız önlemlerden bahseder misiniz?

Kliniğimizde yönetmeliğin öngördüğü tüm önlemleri alıyoruz. Bina girişinde HES kodu sorgulaması ve ateş ölçümü yapılıyor. Hastalarımızı kliniğimizde tek tek misafir ediyoruz. Bekleme ve refakatçi sayısı birle sınırlıdır. Her hasta sonrasında havalandırma ve alanların dezenfeksiyonu sağlanıyor. Bu konuda ozon UV ve hava filtrasyon cihazlarımızdan da faydalanıyoruz. Personelimiz ve danışanlarımızın maske takmalarına son derece önem veriyoruz. Uygun mesafeyi koruyarak sıcak bir iletişim içindeyiz.

Son yıllarda güzellik anlayışının değişmesinden dolayı, medikal ve estetik işlemler ihtiyaçtan ziyade bu algıdan dolayı gerçekleşiyor. Sizin bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?

‘Primum non nocere’ yani “önce, zarar verme!” Bir hekim olarak ilkem budur. Bence kişiler için de bu ilke geçerli olmalı. Kişi estetik kaygılarla sağlığını gereksiz riske atmamalıdır. Bunun yanı sıra güzel görünmek hepimizin ihtiyacı elbette. Ben herkesin kendine özgü bir güzelliği olduğunu görüyorum. Bir başkasının burnu gibi burun ya da dudak ya da gözler bizi güzel yapmaz televizyonda dergilerde instagramda sürekli birbirinin aynı yüzleri Görüyoruz. Tüm bu kozmetik ya da tıbbi uygulamaları kendi güzelliğimizi ortaya çıkarmak için de kullanabiliriz. Kimseye benzemek zorunda değiliz. Bence önemli olan kişinin ömrü boyunca kendi sağlığını ve güzelliğini koruyabilmesidir. Bu bütünsel bir yaklaşım gerektirir. Düzenli uyku, sağlıklı beslenme, ideal kilosunda olma, bol su tüketme, zararlı alışkanlıklardan uzak durma, güneşten korunma, yürüyüş yapma, stresi yönetebilme çok önemli. Sonrasında sıra daha genç ve dinç görünmeye geliyor. İşte Bu konuda uzmanından destek almalısınız. Çünkü yaşlanma paterni herkeste aynı değildir. Örneğin yağlı ciltlerde zamanla derin çizgiler, yanaklarda sarkma oluşur. Kuru cildi olanlar daha yoğun kırışıklıklar göz kapaklarında sarkma ile yaşlanırlar. Beyaz tenlilerde yaşlandıkça lekeler ortaya çıkar. Esmerlerde göz çevresinde morluk ve koyulaşma görülür. Sigara içenlerde ve bazen diş yapısı gereği dudak çevresinde ince kırışıklıklar oluşabilir. Allerjik bünyelerde sinüziti olanlarda göz altlarında koyulaşma ve çukurlaşma erken yaşlarda bile ortaya çıkabilir. Yüz kemiklerinin yapısı, genetiğimiz, kilomuz, hormonal durumumuz, günlük yaşam alışkanlıklarımız bile yaşlanma şeklimizi etkiler. Tüm bunlar değerlendirilmeli ve zamanında önlemler alınmalıdır. Bu süreçte bozulan dokular tamir edilir, sadece eksilenler yerine konulursa mükemmel bir restorasyon olur. Yıllar boyunca Tekrarlayan işlemler ve uygulamalarla kişinin yüzü deforme olmaz ve doğallık korunmuş olur. Böylece yüzünüz bir başkasının yüzüne dönüşmeden hala genç ve güzel kalmış olur.

Son söz olarak ne söylemek istersiniz?

Eda Kibar DERMATOLOJİ kliniğinde hem bugün hem de yarınlarda güzel olmanız için gerekenler yapılır. Ne bir eksik ne bir fazla... Bir ömür sağlıklı ve güzel kalmak için kendinizi güvenilir uzman ellere teslim edin.

Sağlık ve güzellikte buluşalım...

Röportaj: Şerife Varol
Fotoğraflar: Can Catker
Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.