Dış Ticaretten Spiritüel Dünyaya Yolculuk
Bu röportajda, kendisini ve hayat yolculuğunu paylaşan Ebru Çekici Demir ile tanışın. İş dünyasında başarılı bir dış ticaret koordinatörü olarak uzun yıllar geçirdi. Dünyanın dört bir yanını gezip farklı kültürleri deneyimleyen Ebru Çekici Demir, iş yaşamının yanı sıra kişisel gelişiminin peşinden gitmeyi seçti. “The Secret” kitabını okuduktan sonra spiritüel bir yolculuğa adım atan Ebru, pozitif enerji ve zihinsel dönüşüm konularında kendi iç dünyasında büyük değişiklikler yaşadı. Hayatın renklerine Ebru Çekici Demir’in gözünden bir bakış atmaya ne dersiniz?
Kendinizden bahseder misiniz?
Eskişehir’de doğdum ve büyüdüm. Üniversiteye dek gençliğimi bu güzel topraklarda yaşadım. Ankara Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra farklı şehirlerde ve şirketlerde dış ticaret koordinatörü olarak çalıştım. Eskişehir’e döndükten sonra bu alandaki deneyimim 9 yıl kadar daha sürdü. Ortaokul ve lise yıllarımda hayalim yurt dışı bağlantılı şirketlerde çalışmaktı. Hayallerle şekillendiğini inandığım hayat yolculuğunda, İngilizcemin yanına ikinci bir yabancı dil olarak Arapça’yı da ekleyerek farklı sektörlerden ürünleri dünyanın birçok ülkesine ihracatlarını gerçekleştirdim. Hem sevdiğim işi yaptım hem de farklı kültürleri tanıma fırsatım oldu.
İş için nerelere gittiniz?
İş gereği, dünyanın 7 kıtasını da gezme fırsatım oldu. Beni en çok etkileyen gezilerimden biri de Amerika’da Miami gezisiydi. Yaşam koşulları, insanlardaki yaşam enerjisi, işe gidenlerin rahatlığı ve eğlenceye verdikleri önem beni etkilemişti. Hollywood filmlerinde her gördüğümde beni heyecanlandıran o sahnelerin çekildiği uzun, masmavi okyanus plajları... Bambaşka bir deneyim değerine sahip Türk Cumhuriyetlerine yaptığım ziyaretlerde, birçok kıymetli iş insanı ile tanışmamım yanı sıra insanların konuşmaları beni gülümsetiyordu onları sempatik buluyordum. Mutlaka imkânı olan herkesin bu topraklarda bulunmasını tavsiye ediyorum. Ortadoğu’yu, yemeklerini, kültürlerini yakından tanıyorum, biliyorum. Körfez ülkelerini birçok defa ziyaret ettim, Dubai de bunlardan biriydi. Çölün ortasındaki bu zenginliğe çok şaşırdım. 40 derece sıcaklıkta kayak tulumlarını giyen insanların çölün ortasında kayak yapmaları etkileyiciydi. İran yemek kültürü beni büyüledi. Yönetim şekli şeriat olduğundan kapanmak durumunda kaldığım bu ülkede şahsi olarak etkilendiğim farklı konular da oldu elbet. Bir gün taksiyle yolda toplantıya giderken, yan taksiden beni uyardılar 'eşarbın düşmüş' diye, ben de şoföre 'ne olur ki' diye sordum, o da bana 'kırbaç cezası var hanımefendi' demişti. Onu duyunca bir daha eşarbımı hiç düşmeyecek şekilde takma kararı aldım. Mısır başlı başına bir serüven: Kahire, Nil Nehri, gizemli piramitler beni çok etkilediler. Hemen hemen gezmediğim Arap ülkesi kalmadı diyebilirim. Bazı ziyaretlerimiz heyet ile oluyordu, bazılarına tek gidiyordum. Suudi Arabistan’a kadın olarak yalnız giriş yasaktı, ben de erkek kardeşimle gitmiştim. Sorumlusu olduğum firmanın İngiltere’de bulunan fabrikasını ziyaret etmiştim, İngiltere’nin kozmopolit, sosyokültürel ve toplumun köken yapısı, çoklu kutupların birlikte sulh içerisinde yaşaması beni etkilemişti. Çocuklarımla bu sebeple, İngiltere’de bilinçli farkındalıkla gelecekte bir gezi planlamak istiyorum.
Çok sevdiğim mesleğimi biricik ailemle daha fazla vakit geçirebilmek adına sonlandırdım
Şu anda dış ticaret mesleğine devam etmiyorsunuz ama seyahatleriniz devam ediyor değil mi?
Dış Ticaret artık yapmıyorum. Çünkü bir sene arayla iki bebeğim olduğu için yurt dışına çıkmam zorlaştı, çok sevdiğim mesleğimi biricik ailemle daha fazla vakit geçirebilmek adına sonlandırdım. Kısacası ‘Annelik’ ağır bastı. Ancak gezmeyi, yeni yerler görmeyi, yeni tatlar denemeyi severim bu yüzden yurtdışı seyahatlerim devam ediyor. New York’u seviyorum... Oğluma hamile iken gittiğimizden bendeki yeri ayrıdır. Onun için ilk alışverişi orada yapmıştım. Finlandiya’da Kuzey Işıkları’nı fırsatınız varsa mutlaka görün derim. Masallardaki gibi Noel babanın evinde geyiklerle yaptığımız gezinti, tıpkı küçüklükte izlediğim filimlerdeki gibi Husky köpeklerle kızak yapmak çok eğlenceliydi. Buz tutmuş Baltık Deniz’inde kar safarisi unutulmaz bir deneyimdi. İsviçre’ye, yürüyerek geçtiğimiz anda, 1 saat ara ile 2 kez yeni yıla girmek ilginçti. Yılbaşı gecesi şaman bir kadının güzel sesinden şarkılar söylemesi mistik ve büyülü anlar yaşattı bize. Tüm dünyanın en güzel dalış merkezlerinden olan Sharm El Sheik’te dalış yapmak, çöl safarisi, Lübnan mutfağı lezzetlerini tatmak harikaydı. Dünya’nın en gözde Cruise gezilerinden Msc ile İtalya gezisi, İtalya’da pizza yemek, değişik makarnalarından satın almak, Geneva City, Napoli’yi gezmek ve Palermo’da denize girmek keyifliydi. Dünyadaki en güzel Adalardan biri Mallorca adasını gezmek, muhteşem şehir olan Barselona’da Gaudi’nin eşi benzeri olmayan Casa Batllo ve Sagrada Familia’ya yakından bakmak paha biçilemez.
Peki Dış Ticaretten Spiritüel dünyaya yolculuğunuz nasıl başladı?
2010 yılında insan kaynakları müdürümüz bana bir kitap hediye etti. O sıralar da tüm dünyanın konuştuğu bir kitap; The Secret. Bir gecede kitabı okudum, okurken fark ettim ki zaten bu yazılanları ben çocukluğumdan beri zihnim ile, düşüncelerim ile, adımlarım ile pozitif veya negatif şekilde uyguluyordum. Okuduklarımdan çok etkilendim daha sonra bilinçli halim ile zihnimi nasıl yönetebilirim diye eğitimler almaya başladım. Secret kitabı yazarı ile tanışma fırsatım oldu, bu konunun dünyadaki en iyi uzmanlarından Dr. John Demartini insanların hayatlarını dönüştürme gücünü kazanmak için algılarını nasıl değiştirebileceğini öğretiyor. Dışsal koşullar ne olursa olsun, zihinsel sağlığı optimize etme gücünü gösteriyor. Bunun üzerine ben de zihnim üzerine çalışmaya başladım, yolculuk başladı ve hala devam ediyor…
Zihniniz üzerinde çalışmak ne gibi farklılıklar yaratıyor?
Bedenimiz, zihnimiz, ruhumuz üzerine çalışmak muazzam dönüşümler yaratıyor. Nefes çalışmaları, regresyon, meditasyon, enerji çalışmaları ile kendimizi başka boyutlara taşıyabiliyoruz.
Bedenimiz, zihnimiz, ruhumuz üzerine çalışmak muazzam dönüşümler yaratıyor. Nefes çalışmaları, regresyon, meditasyon, enerji çalışmaları ile kendimizi başka boyutlara taşıyabiliyoruz
Nefes Seanslarını artık çokça duyuyoruz. Siz de çalışmalar yapıyorsunuz, nasıl fayda yaratıyor?
Bizler nasıl nefes alıyorsak öyle yaşıyoruz, bir kişinin nefesine bakarak hayat akışını görebiliriz. Nefes seni eski kalıplarından kurtarıp, içindeki gücünü fark etmeni ve o güçle bağlantı kurmanı sağlar. Bilinçaltımız bizlere hizmet etmek için var ama bunu çocuk aklıyla yapar, o çocuğun neye inandığı çok önemli. Nefes benim hayatımda çok kıymetli bir yerde duruyor. Çok faydasını gördüğüm için öncelikle ailem ve sonra tüm çevrem ve herkesin fayda görmesini sağlamak için Eskişehir’de nefes terapileri, nefes eğitimleri, nefes seansları düzenliyorum.
Gerçekten zihnimizi değiştirmek mümkün mü?
Zihnimizi değiştirmek sandığınızdan hızlı ve kolay. Bugün bizleri engelleyen tüm negatif inanç kalıplarımızı yani anne karnı döneminde ve çocukluğumuzda yaşadığımız deneyimlerden etkilenen bilinçaltımızı sandığınızdan çok hızlı ve etkili bir biçimde değiştirebiliyoruz. Elbette bu değişimi sürdürebilmekte bir mevzu. Yine bu dönemlerde kaydettiklerimiz eğer pozitif ise bir problem yok, ama maalesef içerdiği kayıtlarda farklı deneyimler yaşadık ve farklı farklı negatif çıkarımlar kaydettik. Bazılarımız sevgiyi az aldığını düşündü, bazılarımız yeterli paramızın olmadığına inandı, daha neler neler…
Bilinçaltınızın ne kadar farkındasınız onu ne kadar yönetebiliyorsunuz?
Gözlerinizi kapatın ve sadece 2-3 dk negatif hissettiğiniz olayları, kişileri, düşünceleri, duyguları bir fark edin. Zaten bu negatif düşünceler, hisler değiştirilmediğinde hep sizinle olacak, yaşınız kaç olursa olsun. Bunları değiştirmek sandığınızdan kolay ve hızlı. İnsanlar o kadar negatifte ki bunların değişmesi dönüşmesinin bile zor olduğuna inanıyor. Zor olmalı, kolay olmamalı, çok zaman almalı, aslında hayır böyle değil. Regresyon seansları ile bu negatif duyguları çok kolay ve hızlı bir şekilde pozitife çevirebiliyoruz. Regresyon seansı ile doğum travmalarını onarabiliyoruz, bebeklik travmalarını onarabiliyoruz, çocukluk dönemi travmalarını onarabiliyoruz, ergenlik dönemi travmalarını onarabiliyoruz, çakraları dengeleyebiliyoruz, yaşam amacımızı keşfedebiliyor ve daha birçok konuda dönüşümler sağlayabiliyoruz. Regresyon seansı yaklaşık 50-60 dakika sürüyor. Negatif duygu ve düşüncelerden kurtulmak, kendinizin çözemediği, içinden çıkamadığınız anılardan özgürleşmek regresyon seansı ile mümkün. Bilinçaltını fark etmek, yönetebilmek, anda kalmak, daha mutlu, daha huzurlu, bolluk ve bereket içinde yaşamak için regresyon tekniğini denemenizi öneririm. Binlerce yıllık kadim bilgilerin de işaret ettiği gibi, değişime, dönüşüme ayak uydurabilenler daha mutlu, daha bolluk bereket içinde ve daha sağlıklı bir yaşam deneyimliyorlar.
Stilinizi beğeniyoruz…
Çok teşekkür ederim. Stilimde renk, form ve desen noktalarında dikkat ettiğim noktalar var. Renklerin hem fiziksel hem de ruhsal etkilerinin farkındalıklı bilinciyle tarzımı oluşturuyorum. Bu da ne mutlu ki görünüyor demek. Tarza uygun tercihlerle, renk ve stilin kişinin iletişimini olumlu yönde etkilediğini düşünüyorum.
Çok fazla, çok farklı alanlarda uzmanlık sahibisiniz, e-ticaretin günümüzdeki önemi ve değişen dinamiklerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dünyanın ticari alışkanlığı artık değişkenlik gösteriyor, ticaret artık online tarafa evrildi. Zira insanlar geleneksel ve yorucu alışveriş yerine, evlerinin konforunda istedikleri ürünün ayaklarına gelmesini tercih ediyorlar. Bu doğrultuda, değişen dünyadaki alışveriş trendine entegre olabilmek için e-ticaret artık olmazsa olmazımız.
İnsanın bazen attığı bir adım, büyük yolculukların başlangıcı oluyor, bazen başkasına yaptığınız küçük bir dokunuş, onda büyük dönüşümlere yol açıyor
Çoğu kişi sizi yaptığınız sosyal sorumluluk projeleriniz ile tanıyor, sosyal sorumluluk projelerinizden bahseder misiniz?
Her insanın yararlı gördüğü ve olduğu alanlar vardır. İş yaşamımda çok ülkeler gezdim, gördüm. Aldığım ruhsal eğitimlerde de şunu gördüm ki insanın bazen attığı bir adım, büyük yolculukların başlangıcı oluyor. Bazen başkasına yaptığınız küçük bir dokunuş onda büyük dönüşümlere yol açıyor. İnsanın, “insan” olabilme özelliği yalnızca sahip olduğu ya da olabileceği şeylerin çokluğuyla sınırlı değildir. Biz ortak bir dünyada yaşıyoruz. Bu nedenle hepimizin birbirine karşı sorumluluğu olduğuna inanıyorum. Bu nedenle elimden geldiğince “yararlı” olduğuna inandığım çalışmalara destek veriyorum. Şükürler olsun ki geziyoruz, görüyoruz. İmkanlarımız bunları sağlıyor, tabi bunun yanında bencilce yaşamamak adına gönüllü olarak devam ettirdiğim projeler de var. Kelebek çocukların gönüllü annesi olarak biliniyorum ki bu benim kalbimin büyüdüğü bir alan. Onların medikal masraflarını karşılıyoruz. Bir de artık geleneksel hale gelen iftar organizasyonlarımız var. Her Ramazan ayında iftar düzenliyor, tüm geliri ile medikal destek sağlıyoruz. Çocukların aileleri ile birebir iletişim halindeyim. Düzenlediğim diğer projelerde de hayatlara dokunmak adına, elde edilen paranın bir kısmını ihtiyacı olan yerlere bağışlıyorum. Kelebeklerin dışında Türk Eğitim Vakfı, SMA Hastaları, Lösev destek olduğum yerlerden birkaçı. Hayat sadece kendimize bakarak geçmez o yüzden herkese davette bulunmak isterim. Elinizden ne geliyorsa, insanlara, hastalara, hayvanlara, doğamıza elinizi uzatın.