Globalleşme Yolunda KRC Elektro Market A.Ş.

KRC Elektro Market Yönetim Kurulu Başkanı HAKAN KIRAÇ

BUSINESS 24.05.2023, 11:13 Muhabir
Globalleşme Yolunda KRC  Elektro Market A.Ş.

Elektrik sektörünün Türkiye’deki lider firması KRC Elektro Market kuruluşunun 19. Yıldönümünü kutladı. Farklı şehirlerde, 16 şubesiyle faaliyet gösteren Eskişehir Genel Merkezli KRC Elektro Market yönetimi ve şirket çalışanları Organize Sanayi Bölgesi’ndeki merkez şubesinde 19. Yılı doldurmuş olmanın mutluluğu ile pasta kesti. Kutlamaya KRC Elektro Market A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Hakan KIRAÇ ve eşi Büşra KIRAÇ’ta katıldı. Pasta kesiminin ardından Hakan KIRAÇ, bu güzel organizasyon ve firmaya kattıkları değer için tüm çalışanlarına ve yönetim kadrosuna özellikle teşekkür etti.

Öncelikle kariyer yolculuğunuzdan biraz kısaca bahseder misiniz? 

Elektrik sektörüne 1988 yılında abim Fevzi KIRAÇ’la birlikte sektöre girdik. Orada abim daha çok elektrik malzeme ticareti değil de taahhüt işleri yapıyordu. Benimle birlikte ticarete başlamış oldu. Ama benim de ondan önce ticaret deneyimim vardı. Ben babamı yedi yaşında kaybettim. Mecburen o anki imkanlarımız, maddi durumumuz hiç iyi değildi. İşte hayvancılık, tarım falan derken hem büyükbaş hayvan ticareti, zairecilik gibi işte bahçe mahsulleri gibi şeyleri satarak liseyi tamamladım. Ben kendim Giresun Şebinkarahisarlı'yım. 1971 doğumluyum. 1988 yılında liseyi bitirdikten sonra Eskişehir'e geldim. Abim Fevzi KIRAÇ buradaydı. Onunla birlikte abim taahhüt işleri ben ticaretle uğraşarak 16 yıl birlikte çalıştık 2004 yılına kadar devam ettik, daha sonra kuşak çatışması diye güzellikle yollarımızı ayırdık. Kendim bir şeyler yapmak istedim. Ben idealist bir insanım, en büyük idealim çok şubeli bir elektrik malzemesi zinciri kurmaktı. Türkiye'de yoktu. Biz de şu anda yani KRC Elektro market olarak Türkiye'nin ilk ve en büyük zincir marketiyiz. Şu anda 16 tane şubemiz bulunmakta. Hedefimiz 2030 yılına kadar 40 şubeye çıkmak. Şu anda hani bildiğim kadarıyla ciro olarak ve vergi sıralamasında Eskişehir’in  ilk 20 firması arasındayız. Bu 40 şubeye çıktığımızda ciromuzda 1.000.000 $ gibi bir ciroya çıkartmak istiyoruz. O zaman belki Türkiye'nin tüm sektörler içinde ilk yüz firması arasında yer edinme şansımız bulunmakta. Bunu yapmak için de önümüzdeki üç yıl içinde şirketimizi şirketi halka arz etmek istiyoruz. Oradan gelecek parayı işimize yeni yatırımlar yaparak şirketimizi 1.000.000 $ ciroya doğru götürmek istiyoruz. Tüm çalışmalarımız buna yönelik. 

Bir de dijital şubeniz bulunuyor. Bize biraz bundan bahsedebilir misiniz? 

Şubelerimizin birisi dijital şube diye geçiyor. Burada E ticaret ve dijital pazarlamayı dijital şube üzerinden yapıyoruz. Bizim için o şube şu anda en küçük şubemiz ama en değerli, en önemli yıldız adayı şubemiz. İleride belki de en büyük ciroyu o şubeden yapacağız. Onunla da alakalı uzun zamandır çalışmalarımız var. İlerleyen dönemde güzel işler yapmayı düşünüyoruz. Yani global bir dünyada teknolojinin öne çıktığı bir dünyada dönemde biz de teknolojiyi sonuna kadar kullanarak teknolojiden kopmadan ilerlemek ve her zaman yenilikçi olmak istiyoruz. Bildiklerimizle sınırlı kalmadan kendimizi sürekli yenilemek istiyoruz. 

Global şirket olma yolunda geleceğe dair hedefleriniz planlarınız nelerdir?

Biz bir Dünya şirketi olmak istiyoruz zaten. Belki ileride yurt dışında da şubeler açmayı düşünüyoruz. Bin tane civarında markanın bayiliğini yapıyoruz. Bunlar dünya markası Siemens, Philips, Legrand, Panosonic, Phoenix Kontak, EAE, Öznur Kablo, Nexans Kablo, Erse Kablo, Entes, Tekpan Pano, 3M  gibi bin tane markayı satıyoruz. Bunların kırk tanesi de kendi markamız.Kırk civarı markanın patentini aldık. Bununla alakalı kendi kalitemizle kontrolü bizde olmak kaydıyla fason imalatlar yaptırıyoruz. Kendi markalarımızla satıyoruz. Bu kırkının hepsini kullanmıyoruz şu anda. Beş altı tanesini kullanıyoruz ama ilerleyen dönemde kırkını da kullanmak istiyoruz. krcelektromarket.com web sitemiz var. Bunun haricinde farklı web siteleri de olacak farklı isimlerle ve onların üzerinden de satış yapacağız. Biz böyle sektörümüzle ilgili  A’dan Z’ye diyebileceğimiz zayıf akım, alçak gerilim, orta gerilim, şalt aydınlatma, pano, yangın alarmları, yangın algılama sistemleri, görüntülü telefon sistemleri, kamera sistemleri, enerji kabloları, tesisat ürünleri, anahtar priz, otomasyon ürünleri, hız kontroller, elektrik motorları, endüstriyel kaplinler yani bizim sektörümüzle alakalı, herkesin aklına gelecek her şeyi tek bir yerden tedarik edebileceği bir firmayız. Bu kadar ürün çeşidi olan başka firma yok Türkiye’de. Stok kartımız  300.000 civarında. Stoklarımızda 40.000 civarında ürün bulunmakta. Yıllık hareket gören ürün kalemi de 100.000 kalem civarında yaklaşık 40.000 civarında müşterinin de cari hesabı bulunmakta. Çok geniş bir alana hitap ediyoruz ve çok geniş birmüşteri portföyümüz var. Türkiye’nin her tarafına hitap ediyoruz. Ufak çaplı ihracatlarımız da var. İlerleyen dönemde ihracatımızı da artırmak istiyoruz.

Sürdürülebilirlikle ilgili çalışmalarınız var mı? 

Sürdürülebilirlikler alakalı kurumsal bir şirket olmaya çalışıyoruz. Gençlere ve bayan istihdamına çok önem veriyoruz. Bayan istihdamına çok önem veriyoruz. Şirketimiz sektörde en fazla bayan istihdamı bulunduran şirketlerden birisi. 30 civarında bayan çalışanımız var. Çalışanlarımızın çoğu otuz yaş altında ve bizim ilerideki müşterilerimiz ve tedarikçilerimiz olacağı için Z kuşağının bakış açısı bizim için önemli. Herkes onların bizim gibi düşünmesini bekliyor ama ben kendi adıma bugün için bana ters bile gelse ben onların düşüncelerine ayak uydurmaya çalışıyorum. O yönde düşünmelerini sağlamaya çalışıyorum. Yani şirket içi ve şirket dışı eğitimlerle çalışanlarımıza, ekip arkadaşlarımıza daha kurumsal olup daha sürdürülebilir bir şirket haline getirmeye çalışıyoruz. Yetkilerimi bayağı bir ekibime devretmeye başladım İnisiyatifleri veriyorum. Ben daha böyle üst düzey bir yönetici olarak çalışıyorum. Öyle küçük veyahut böyle orta ölçekli işlerde hiç etkili değilim. Çok büyük işlerde mecburen yine onlarla birlikte karar alıyoruz. Yönetim Kurulunda deneyimli çalışanlarımız, arkadaşlarımız var hepsi de şirket içinden. Artı danışmanlarımız var. Belki daha fazla da danışmanımız olacak. Hem kurumsallaşma anlamında hem sürdürülebilirlik anlamında ne gerekiyorsa globalleşme anlamında ne gerekiyorsa gereğini yapmaya çalışıyoruz. Ben istiyorum ki şirket patron şirketi olmasın. Kurumsal bir şirket olsun, kararları beraber verelim, beraber geliştirelim. Belli yöneticilere farklı imtiyazlar da vermeye çalışıyorum. Onunla da yetkin çalışmalarımız var. Detayını şu anda anlatmayayım ama onunla alakalı şirketimizde çalışan ve başarılı olan arkadaşlarımız her türlü onlar da maddi manevi daha iyi yerlere geliyor her zaman. 

Çalışanlarınıza değer veren bir şirketsiniz. Ödüllü çalışmalar ya da çalışanlarınız oldu mu? Şirket içerisinde ödül sistemleriniz bulunuyor mu?

Sürekli ödül sistemleriniz var. Biz insana değer veriyoruz öncelikle. Benim için insanlar çok değerli ben kendim bir anlamda bir çobanlıktan gelen bir insanım. Fırsat bulunca bir şeyler yapabildik.

 Genç yaşta ticarete atılmanın avantajları-dezavantajları neler?

Dezavantajı olduğunu düşünmüyorum. Avantajı çok çünkü ben mecburiyetten bir şeyleri yaptım. O da bana özgüven ve sorumluluk duygusu verdi, sorumluluk duygusu verdi. Mecburen çalıştım. Bence en önemli konu özgüven. İnsanların kendine güvenmeleri gerekiyor. Hedefler, hedef koymak çok önemli. Hedeflerin kısa vadeli olmaması gerekiyor. Uzun vadeli hedefler koymak gerek. Ben hedeflerimi hep paylaşan birisiyim. Paylaşıp bu hedefe giden yolda neler yapacağını anlatıp çevredeki tüm insanları da buna ikna edip o yolda devam ediyorsunuz. Yani ben on iki şube ilk hedef koymuştum İlk on iki şubeydi. Ben şirketi kurarken abimin yanından ceketi alıp çıktım. Bir anlamda 2012 yılı sonuna kadar on iki şube olduğunu söylediğimde kimse inanmadı. Çünkü çok büyük sermayesi olan firmalar bile cesaret edemiyorlardı. Bunun nedeni kurumsallaşmak. İnsanlara değer vermek, insanlara yetki vermek, onlara güvenmek, çok önemli. 

Başarınızın sırrı da bu mu? 

İnanmak ve bu uğurda vazgeçmeden devam etmek. Tedbirli olmak hani gidip de işin başında olmak. Bir başarmak var, bir kazanmak var. İkisi de aynı şey değil. Çoğu insan kazanmak için uğraşıyor. Kazanırken hedefe giden yolda her şey mubah olabiliyor. Ama başarmak için uğraştığınız zaman bir kurumsal yapı oluşturuyorsunuz, günlük kazançların peşinde olmuyorsunuz. Daha etik değerler, daha belki insani değerler, belki dini değerler bunlara uygun şekilde hareket ettiğiniz zaman, başarı geliyor. Ama en büyük neden bence inanacaksınız, sisteminizi kuracaksınız ve çalışacaksınız. Çalışmadan olmuyor. Bir günde kimse zengin olmuyor. Bir de şöyle bir şey var para kazanarak değil biriktirerek zengin olunur diye bir kavram var. Cimrilikle karıştırılmaması lazım. Ama  gidip de gereksiz harcamaya yapmayarak hesabınızı iyi bilerek çalışmanız gerekiyor. 

Benim hobim matematiktir. Matematikle alakalı bizim sektör ve etrafımdaki insanlar bilir çok farklı düşüncelerim vardır. Yani ben rakamlara dair eğitimler de veririm. Çok fazla planlama yapıyoruz. Her şeyi önceden planlayarak yani beş yıllık, on yıllık, yirmi yıllık hatta bizden sonra bile yüz yıllık planlar da yapılarak gidiyoruz. Ben idealist bir insanım. Benim için para ikinci planda ama para olmadan da bir şeyler yapamıyorsunuz. Sadece o amaçla para kazanmaya çalışıyoruz. Onun haricinde  başarı için insanlık için uğraşıyoruz. Bu da benim idealim. Bu anlamda da insanlara farkındalık yaratmak için çaba sarf ediyoruz.

Çok yoğun bir tempoyla çalışıyorsunuz. İş hayatının stresini neyle atıyorsunuz? Tutkularınız, hobileriniz neler?

 Bir insanın hobisi olmazsa olmaz. Bence bu iş yaşamının stresini atamaz. Benim üç tane hobim var. İkisi aslında suyla alakalı. Yüzmek ve balık tutmak. Profesyonel dalgıcım. Dünyanın değişik yerlerine dalışlar yapıyorum.  Şirketimize ait bir yatımız var, hem çalışanlarımızı da gönderiyoruz arkadaşlarımızı, akrabalarımızı, müşterilerimizi götürüyoruz. Kendim de boş kaldıkça gidiyorum. Orada hem yüzüyorum hem balık tutuyorum. Hem de dalış yapıyorum. Dünya çapında kabul edilen modern tavla oynuyorum. İyi oyuncuların hepsi tanınıyor, biliniyor. Bu modern tavla bana göre satrançtan çok daha zor. Çok fazla matematiksel zeka gerekiyor. Artı çok fazla çalışma, antrenman da gerekiyor. Bununla alakalı Eskişehir'de bir kulübümüz var. Böyle bir modern tavla kulübü. Orada ben dışarıdan yani yönetimde değilim ama yardımcı oluyorum vaktim olmadığı için. Onlarla haftada1-2 gün bir araya geliyoruz. Onun haricinde Türkiye'de yılda bir on tane turnuvaya katılıyorum. Artı yurt dışı turnuvaları var. Yani dünyanın en iyi tavlacılarıyla bir araya geliyoruz. Dünyanın en iyisi yani en iyisi ‘Moşi diye bir Japon. Geçen hafta beraberdik. İstanbul'daydık. Ondan sonra Mişi var. İşte Zisca var geçen hafta maç yaptık. Çok şanslıydı. Yani özür diledi benden. Yani şansı da var. Çünkü ben hatasız oynamışım. Biz hatayı da ölçüyoruz bilgisayardan. Akıllı zekanın istediği şeyleri yapmaya çalışıyoruz hamleleri. Bizde sadece kazanan iyi oyuncu anlamına gelmiyor. Bize bilgisayarın akıllı zekanın istediği hamleleri yaparak kazanan yani kaybettiği halde puan alıyorsun. İyi oynadıkça daha fazla kazanma oranınız yükseliyor ama ilk önce doğru hamle yapmaya çalışıyoruz. Oradan da puan aldığımız için yani biz gidip de hani oyunun sonunda tekrar kayıt altına alıyoruz oyunları. Doğru mu oynamışız, yanlış mı oynamışız? Onlara bakıyoruz. Ben de daha on beş aydır uğraşıyorum ama ona rağmen şimdiden iyi bir yerlere geldiğimi düşünüyorum. Biraz daha tekniğini öğrenirsem eğitim de alıyorum. Dünyanın en iyi ilk beş içinde Ali Çetin isimli bir Türk var. Ben Ali Çetin'den de eğitim alıyorum aynı zamanda. Ünlülerden sadece Burak Hakkı diye bir sinema oyuncusu bayağı bir ilgileniyor. Bir tane eski bakan var. Zonguldak milletvekili ismini hatırlayamadım. Yani öyle çok fazla ünlü kimse yok ama gitgide tanıdığım ünlü isimlerin artacağını söyleyebilirim. 

 Sosyal sorumluluk projelerinde var mısınız?

Kendimi anlatmayı çok sevmiyorum ama çok zeki, yetenekli ama maddi durumu olmayan öğrencileri tespit edip onlara yardımlar yapıyor ve burs veriyorum. Gerçekten  çok iyi dereceler yapıp tıp okuyan veya çok yüksek puanlarla mühendislik okuyan veya değişik güzel yerlerde okuyan öğrenciler var. Onlara destek vermeye çalışıyor, eğitime destek sağlıyoruz. İşte böyle deprem gibi durumlarda işte yine biz elimizden gelen yardımı yapmaya çalışıyoruz. İleride imkan ve zaman buldukça daha fazlasını yapmak isterim. 

Peki eklemek istedikleriniz var mıdır?

Benim belki bir yeteneğim olabilir belki merakım olduğu için olabilir karakter ve yetenek analizleri yapıyorum. Şimdiye kadar 150.000 kişinin analizini yapmışımdır. Ben bunu insan kaynaklarında da kullanıyorum. Yani bir insanı görmeden bile o insanın yeteneklerini ve neler yapabileceğini bilip onu doğru yere doğru insanları işe alarak işte şirket yapısını ona göre oluşturuyorum. Dolayısıyla çok farklı bir yöntemle yine işin içinde matematik var doğru insanları bulma seçme şansına sahip oluyorum.

Eşiniz Büşra Kıraç’tan da bahsedebilir misiniz? İş konusunda size destek oluyor mu?

Büşra Hanım, çalışanlarımıza çok değer verir. Aynı zamanda sosyal projelere önem verir. Ülke ve dünya gündemini çok sık takip eder. İş ortamında eşitlik ilkesine sıkı sıkıya bağlıdır. Bunların yanına günlük hayatında hobilerini yapmayı, sanat ve kültürel etkinlik içeren faaliyetlere de katılmayı eksik etmez. 

Yorumlar (0)
Ayın Anketi Tümü
Yeni Yıl'da Hangi Kararları Alıyorsun?
Yeni Yıl'da Hangi Kararları Alıyorsun?
10
açık