İş dünyasının genç ve başarılı ismi; Dağhan Erden

Şehrin ticaretle uğraşan en eski ailesiyiz.

Eskişehir'de tanınmış şirketlerden olan Tuzcular Anonim Şirketi Yöneticisi olarak görev yapıyorsunuz. Bugünlere geliş sürecinizden, eğitim ve kariyer hikâyenizden bahseder misiniz?

16 Haziran 1987, Eskişehir doğumluyum. Orta öğrenimimi Çağfen Koleji’nde, lise öğrenimimi Salih Zeki Lisesi’nde tamamladım. Ardından Doğu Akdeniz Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık bölümünü kazandım. Üniversitede okurken okulun kendi televizyon kanalında çalıştım. 4 yıllık eğitimin ardından İstanbul’a yerleştim. Burada birkaç reklam ajansında çalıştıktan sonra Anadolu Üniversitesi’nde çalışmaya başladım. Burada TRT Okul kanalı için AÖF dersleri çekimlerini ve kurgularını hazırladık. Ardından aile şirketimiz olan Tuzcular A.Ş de çalışmaya başladım. 5 yıldır da burada çalışmaktayım.

Size göre iş dünyasının zor dönemler geçirmesine rağmen, kuruluşunuzun hala başarılarla yoluna devam etmesinin en önemli sebebi nedir?

Şirketimizin temelleri 1890’lı yıllara dayanıyor. Yani şehrin ticaretle uğraşan en eski ailesiyiz diyebilirim. Yıllardır şehrimiz için çalışıyor ve hizmet sağlıyoruz. Yatırımlarımızı hep şehrimize yaptık. Yani Eskişehir’den aldığımızı yine Eskişehir’imize verdik. Vergi rekortmenliklerimiz var. 5 ayrı depoda yaklaşık 250 kişiye iş imkânı sağlıyoruz. Ticarette mutlaka hatalar olur ama biz dürüstlüğümüzden hiç ödün vermeden yaklaşık 2.500 noktaya aynı hizmeti sağlıyoruz. Bu kıstaslar insanların gözünden kaçmıyor. Şehir sizi sahipleniyor ve güven duyuyor. Bu çok önemli.

Genç bir iş adamı olmanın sizce avantajları ve dezavantajları nelerdir?

Ticaret dünyanın en eski mesleklerinden biri. Her meslekte olduğu gibi bu meslekte de bazı altın kurallar var. Dürüstlük, adalet, güven. Bunlar esastır. Büyüklerimiz bunları yerine getirdi ve getiriyor da. Ben genç bir iş insanı olarak bu altın kurallar çerçevesinde işi devam ettiriyorum. Artık teknoloji çok gelişti. Bunun nimetlerinden tabi ki faydalanıyoruz. Ama bizim gibi eski ve köklü şirketlerde bu değişimler kolay olmuyor. İşte genç olmanın avantajı bu tür yenilikleri daha kolay yakalıyorsunuz ve daha cesur oluyorsunuz. Dezavantajı ise, büyüklerimiz hep adımları sağlam atmış ve çok tecrübeliler. Sanırım aradaki fark bu diyebiliriz.

Kendi sektörünüzde başarılı bir iş adamı olarak ülkemizdeki ve Eskişehir’deki piyasalar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ülkemiz son 2 yıldır zor bir virajdan geçiyor. Döviz krizine şahit olduk. İnsanlar ‘konkordato’ kelimesini öğrendi mesela. Seçimler atlattık. Bunlar daha öncede yaşandı. Ülkemiz daha önce olduğu gibi yine bu virajdan da güçlenerek çıkacaktır inanıyorum ben. Birbirimize inanarak, güvenerek ve en önemlisi çok çalışarak bu süreci atlatacağız. Benim bu süreçteki en önemli motivasyon kaynağım Atatürk. Şehrimizde de durum çok farklı değil. Eskişehir aslında hem çok büyük ve gelişmiş bir şehir hem de ufak bir şehir. Son yıllarda turizm sektöründe şehrimiz oldukça ilerledi. Bu ilerlemeyi umarım sanayi yönünde de kaydederiz. Çoğu insan birbirini tanıyor burada. Şehrimizde başarılı olan kurum veya kişiler hemen sivrilir ve göz önüne çıkar. Başarı güzel bir şey ama göz önünde olmak değil bence. Çünkü sizi hemen aşağıya çekmek istiyorlar. Siz sivrilmeyin istiyorlar. Sanırım en büyük sorunumuz bu.

İş hayatı dışında kendinizi geliştirmek için neler yapıyorsunuz?

Her gün hemen hemen tüm gazeteleri dijital ortamdan okumaya çalışıyorum. Yine takip ettiğim bazı finans dergileri var. Ayrıca takip ettiğim bazı yabancı sitelerden dünya gündemini ve ekonomik yorumları okuyorum. Bunların yanında işimle ilgili olmasa bile fuarları ziyaret etmeyi seviyorum. Şehrimizde açılan yeni fuar merkeziyle birlikte bu takip daha kolay oldu açıkçası. Yabancı dil çok çabuk unutuluyor. Bunu engellemek için bazı günler çalışmalar yapıyorum. Sektörle ilgili teknolojik yatırımları takip ediyorum. Bunların hangilerini uygulayabiliriz, nasıl daha iyi hizmet verebiliriz diye.

Ticaretin altın kuralları; dürüstlük, adalet, güven.

Babanızdan devraldığınız iş hayatınızda size başarı getiren ve farklılık yarattığınız alanlar neler oldu?

Babam işinde çok tecrübeli bir kişi. Benim en iyi öğretmenim diyebiliriz. Hala daha bir şeyler öğreniyorum ondan. Babamla birlikte çalışmak çok keyifli. Onunla bir şeyleri başarmak bana keyif veriyor. Ben şirkete başladığımdan beri ekibimizi büyüttük. Ciro ve satış anlamında yine büyüme rakamları geliyor ve gelecekte. Ayrıca yeni aldığımız bayiliklerimiz de söz konusu. Depo düzenini ve ürün sayımı kurallarını geliştirdik biraz. Bu bize zaman kazandırdı açıkçası. Her yıl en başarılı çalışma arkadaşlarımızı ödüllendiriyoruz. Bu hem bizi mutlu ediyor hem de çalışan arkadaşlarımızı teşvik ediyor. Bu ödül sisteminin de katkılarını oldukça gördük.

Katıldığınız sosyal sorumluluk projeleri nelerdir?

Özellikle üniversite döneminde bazı sosyal sorumluluk projelerine katıldım. Anne-bebek sağlığı konular konferanslar düzenledik. Yine özel eğitim alan öğrenciler için yılsonu etkinliği düzenledik. Bunların dışında kişisel olarak yaptığım yardımlar mevcut. Ayrıca gönüllü olarak Tema Vakfı üyesiyim.

İş hayatınız dışında kendinizi nasıl tanımlarsınız, aile ve özel yaşantınızdan da biraz bahseder misiniz? İlgi alanlarınız nelerdir, hayattan daha fazla keyif almanızı sağlayan tutkularınız var mıdır?

İş hayatı bazen yorucu olabiliyor. Bu yüzden evde dinlenmeyi seviyorum. 3 yıllık evliyim ve 4 aylık da Nil adında bir kızım var. Şu anda tüm iş dışı vaktimi eşime ve kızıma ayırıyorum. Onlarla vakit geçirmeyi seviyorum. Bunun dışında sinemaya gidiyorum ve oda müziği konserlerine katılıyorum. Güzel havalar da ata binmeyi seviyorum. Atlar çok özel ve asil hayvanlar bence, insanlarla farklı bir iletişimi var. Konsol oyunlarını seviyorum. Özellikle futbol ve aksiyon oyunlarını. Kafamı boşaltmaya yardımcı oluyor. Bazen arkadaşlar online oynamak çok keyifli olabiliyor. Biraz rekabetçi bir yanım var. O yüzden kazanana kadar uğraşıyorum.

En sevdiğiniz seyahat rotalarını ve tatil anlayışınızı anlatır mısınız?

Özellikle eşimle evlendikten sonra yurtdışı seyahatlerimiz yoğunlaştı. Maldivler, Fransa, Sırbistan, Dubai, Makedonya, Yunanistan bazı tatil rotalarımız. Biz eşimle genelde rehbere bağlı kalmaktansa gittiğimiz şehri kendimiz geziyoruz, şehrin sokaklarını böylece daha güzel keşfediyoruz. Tabi Kıbrıs’ta okuduğum için orasıyla bağımı da hiç koparmadım. Yılda 1-2 kez ziyaret ediyoruz Kıbrıs’ı. Bunların içinde beni en çok etkileyen iki rota Dubai ve Fransa olmuştur. Birinde paranın gücüyle yoktan var olan bir şehir, diğerinde sanat ve kültür benim çok ilgimi çekmiştir. Yurt içinde ise yaz aylarında rotamız genelde Antalya bölgesi oluyor. Ben daha çok o bölgedeki otelleri ve tatil anlayışını seviyorum. Benim için tam bir dinlenme tatili oluyor. Seneye yine Kıbrıs’ı tercih edeceğiz sanırım. Kızım biraz büyüdükten sonra ise en çok görmek istediğimiz yerler Roma ve Lapland.

Geleceğe dair planlarınız ve projelerinizden bahseder misiniz?

İş konusunda gelecekte en büyük isteğim tabi ki şirketimi daha ileriye taşımak. Daha yeni bayilikler, daha farklı illere yeni operasyonlar gibi. Bunun yanında şirket olarak üretim sektörüne girmeyi düşünüyoruz. Atıştırmalık öncelikle sektör gibi duruyor şuanda. Bu konudaki araştırmalarımız devam ediyor, yakın gelecekte hayata geçecektir. Gelecekte benim öngörüm temiz enerji ve geri dönüşüm sektörleri çok daha ileri seviyeye geçecek. Bu konu da ileride yatırımlar yapmak isterim.