Sektörün yükselen ismi; Ahmet Can Akdemir
Eskişehir’e öğrenci olarak geldiği ilk yıllardan itibaren iş hayatına atılan, yaptığı işlerle kısa sürede kendini Eskişehirlilere sevdiren Ahmet Can Akdemir ile Follow’a özel bir röportaj gerçekleştirdik. Çok genç yaşta atıldığı medya sektöründeki başarısının yanı sıra; organizasyon ve reklam sektörlerine de imzasını atmaya hazırlanan Akdemir, ilkini gerçekleştirdiği Eskişehir Başarı Ödülleri’nin ikincisi hakkında da merak edilenleri yanıtladı. Eskişehir’in marka değerine yakışır işlere imza atmak istediğinin altını çizen genç isim, ilerleyen dönemlerde tüm Türkiye’de işler yapacağının sinyallerini veriyor.
Kalabak’ın suyunu içenlerdenim ben de, artık Eskişehirliyim diyebilirim.
Merhaba. İlk olarak bize kendinizden bahseder misiniz?
Merhaba. 2012 yılında Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Basın ve Yayın bölümünü kazandım Eskişehir’e geldim. Hayatımın büyük bir dönemi Ankara’da geçti ancak bir süre sonra Eskişehir bunu egale edecek gibi görünüyor. Eskişehir’e ilk adım attığımda iş olanakları dolayısıyla okul bitince İstanbul’a gideceğimi düşünüyordum ama görüldüğü üzere pek de öyle olmadı. Kalabak’ın suyunu içenlerdenim ben de, artık Eskişehirliyim diyebilirim.
Medya sektöründeki kariyer yolculuğunuz nasıl başladı?
Üniversite 2. sınıfta arkadaşlarımızla bir haber portalı kurduk, Eskişehir Haber Ajansı (EHA). Birçok arkadaşım Eskişehir’de staj imkânı dahi bulamıyordu. Biz de “Madem öyle, kendimiz bir portal kuralım. İşi mutfağında öğrenelim.” dedik. Yaklaşık 120 arkadaştan bahsediyorum. Hepimiz okuldan vakit buldukça çalışabiliyorduk ama ekip çok kalabalık olunca bir anda Eskişehir’in en çok içerik üreten haber sitesi olmuştuk, en çok tıklanan haber sitesi olmamız da çok uzun sürmedi.
Bir süre sonra bir magazin dergisi çıkarma kararı aldık. Çünkü o dönemde reklam verenler basılı yayınları daha çok tercih ediyordu. İnternet yayıncılığı şu an olduğu kadar popüler değildi.
Yaklaşık 7 yıldır sektörün içerisindeyim diyebilirim. Çok uzun bir hikâye aslında, anlattığım gibi kolay olmadı tabii. Başka bir röportajın konusu belki.
Eskişehir, Türkiye’nin diğer illerine kıyaslı farklı bir dinamiğe sahip. Herkesin herkesi tanıdığı, tüm çevreleriyle iç içe bir şehir.
Eskişehir’de ilkini gerçekleştirdiğiniz “Eskişehir Başarı Ödülleri” şehir için farklı bir dinamik oldu, nasıl ortaya çıktığından ve insanların ilgisinden bahseder misiniz?
Türkiye’de ödül törenlerine baktığınız zaman çoğunun medya sektörünün çeşitli paydaşları tarafından hayata geçirildiğini görürsünüz. Medya ve beraberinde getirdiği ticari ve sosyal çevre bunu gerçekleştirebilmenize olanak sağlıyor.
Eskişehir, Türkiye’nin diğer illerine kıyaslı farklı bir dinamiğe sahip. Herkesin herkesi tanıdığı, tüm çevreleriyle iç içe bir şehir. Bu da beraberinde tatlı bir rekabeti getiriyor. Şehrin gelişmesi adına oldukça önemli bir etken. Hal böyleyken, Necmeddin Okyay’ın da dediği gibi “Marifet iltifata tabidir.” düşüncesiyle, mesleğe ilk adım attığım zamanlardan bu yana hayalim olan organizasyonu hayata geçirmeye karar verdim. Düşünsel süreci 2-3 yıl sürdü sanırım.
Eskişehir Başarı Ödülleri, iş dünyasından hizmet sektörüne, sanattan spora kadar 54 kategoride Jüri üyeleri tarafından 500’ün üzerinde aday gösterilen ve halk oylamasına sunulan bir organizasyon. Tüm şehri, birçok alanda tanımamız için de imkân tanıyor bize.
Bu yıl, pandemi nedeniyle tören tarihini ertelemek zorunda kalsak da oylama sürecinin ilk yarısında 200 binin üzerinde kişi tarafından oy kullanıldı. Kullanılan oy sayısı ise milyona yaklaşıyor. Eskişehir Başarı Ödülleri, İstanbul’da gerçekleşen ulusal çaplı ödül törenlerinden sonra Türkiye’nin en büyük ödül töreni haline geldi.
Böyle bir organizasyonu şehrimize kazandırdığımız için çok mutluyum. Şehrin tüm dinamiklerini kucaklayan, siyaset ve sosyal çevre ayrımı gözetmeyen bir organizasyon. Gerek jüri üyeleriyle gerek destekleyen ve maddi manevi katkıda bulunan belediyelerimizle, sponsorlarımızla ve adaylarımızla Eskişehir’in çok büyük bir aile olduğu gerçeğini bir kez daha gördük.
Eskişehir Başarı Ödülleri, İstanbul’da gerçekleşen ulusal çaplı ödül törenlerinden sonra Türkiye’nin en büyük ödül töreni haline geldi.
Pandemi nedeniyle maalesef ikincisi gerçekleşemeyen Eskişehir Başarı Ödülleri’nin, yeni düzende net bir tarihi var mı? İkincisinde ilkine göre ne tür değişiklikler/eklemeler yapıldı?
Maalesef ertelemek durumunda kaldık. Bu yıl verilecek ödüller “2020-2021 ödülleri” olarak takdim edilecek. Yine ünlü bir isim sunucu olarak karşımıza çıkacak, sürpriz bir konsere ve defilelere de imza atabiliriz.
Geçtiğimiz yıl tiyatral düzende gerçekleşen tören bu yıl Es Group’un yakın geçmişte Eskişehir’e kazandırdığı, şehrin en görkemli davet salonu olduğunu söyleyebileceğim Kent Palace Event Center’da yemek eşliğinde ve yine ES TV canlı yayınıyla gerçekleşecek. Yaklaşık 1500 kişilik salonda pandemi koşullarını da göz önünde bulundurarak 750 kişilik bir düzen sağlayacağız. Net bir tarih söylemek için çok erken olsa da sonbaharda gerçekleştireceğimizi umuyorum.
Eskişehir Kahve Festivali, kahve severlerin hem dünya kahvelerini deneyimleyebileceği hem de sektörün Türkiye’deki önde gelen isimlerinden ücretsiz eğitimler alıp seminerlere ve workshoplara katılabileceği Türkiye’nin en büyük konsept festivallerin bir tanesi olacak.
Düzenleyeceğiniz Eskişehir Kahve Festivali de maalesef pandemi nedeniyle gerçekleşemedi, o festival nasıl ilerleyecek?
Festival denilince birçoğumuzun aklına alkollü müzik festivalleri geliyor.
Dünyada uzun süredir yapılıyor olsa da kahve festivalleri Türkiye’de de son yıllarda oldukça revaçta. Tabii ki yine konserler ve doyasıya eğlence var. Ve bi’dünya kahve var.
Biz de Eskişehir’e ulusal çaplı bir organizasyon kazandırarak Türkiye’de faaliyet yürüten birçok markaya, yerel firmalarımız öncülüğünde ve önceliğinde, Eskişehir’le tanışma olanağı sunduk.
Eskişehir Kahve Festivali, kahve severlerin hem dünya kahvelerini deneyimleyebileceği hem de sektörün Türkiye’deki önde gelen isimlerinden ücretsiz eğitimler alıp seminerlere ve workshoplara katılabileceği Türkiye’nin en büyük konsept festivallerin bir tanesi olacak. Aynı zamanda kahve sektörünün de birbiriyle tanıştığı ve network edindiği bir festival…
Ancak, sizin de dediğiniz gibi yine pandemi dolayısıyla ertelediğimiz bir organizasyon oldu. Amacımız sonbaharda okulların açılmasıyla birlikte Eskişehir Kahve Festivali’ni de hayata geçirebilmek.
Bizim amacımız İstanbul’un da bizimle çalıştığı bir ajans inşa etmek.
Reklam sektörüne de el attınız, bu sektöre başlamanız nasıl oldu? Bu alandaki hedefleriniz neler?
Aslında dijital reklamcılığın içerisinde hep vardık. Kendi reklam faaliyetlerimizi çoğu zaman kendimiz yürüttük. Şimdi dışarıya da hizmet veriyoruz.
Eskişehir’de çok sayıda reklam ajansı mevcut. İşini çok iyi yapanlar olduğu gibi daha amatör çapta hizmet verenler de var. Biz, Eskişehir’de reklam çalışmalarının kimi zaman kurumsal ihtiyaçlar doğrultusunda değil de daha ezbere yapıldığını düşünüyoruz. Bu alanda bir eksiklik gördük, doğru firmayla doğru reklam ve PR kampanyaları yürütmek için kolları sıvadık.
Eskişehir’de bazı firmalardan şu sözü siz de sık sık duymuşsunuzdur: “Biz reklam konusunda İstanbul ile çalışıyoruz.” Bizim amacımız İstanbul’un da bizimle çalıştığı bir ajans inşa etmek.
Pandemi sürecini sizi nasıl etkiledi, neler yaptınız?
Yaptıklarımızdan ziyade yapamadıklarımızdan bahsetsek daha doğru olur. Çünkü hiçbir şey yapamadık. Az önce de bahsettiğim gibi pandemi süreci faaliyet yürüttüğümüz tüm alanları etkiledi. Yani belirli bir kayıptan bahsetmiyorum, yüzde yüze varan bir kayıp var.
İş kaybı yaşayan diğer sektörlere baktığımız zaman medya ve organizasyon sektörleri daha dar bir alan olarak kalıyor. Bu sebeple çok da dikkate alınmadık maalesef.
Proje ürettiğimiz, dinlendiğimiz ve projelerimiz hayata geçirip geçiremeyeceğimizi bilemediğimiz bir süreç oldu bizim için.
Özel yaşama gelecek olursak, nasıl birisiniz? Günlük hayatınızda neler yapmaktan keyif alırsınız?
Aslında yeni yeni keyif aldığım şeyleri arıyorum diyebilirim. Komik ya da abartılı gelebilir ama yıllardır aralıksız çalışıyorum. Sevdiğim bir işe sahibim. Benim en sendromsuz günüm Pazartesi günleridir örneğin. Koşturmacadan fırsat bulduğum zamanlarda ise kendime vakit ayırmayı tercih ediyorum.
Eskişehir, öğrenci olarak geldiğim yıllarda gördüğümde de şaşırdığım, medya hayatıyla, yayın organlarıyla kurumsal anlamda gelişmiş bir şehir.
Eskişehir medya sektörüne katkıda bulunan biri olarak, Eskişehir medyasını nasıl değerlendirirsiniz?
Estağfurullah. Bir katkım olduğu düşüncesinde değilim. İlerleyen süreçte belki ses getiren dijital yayınlar hayata geçirebiliriz.
Eskişehir, öğrenci olarak geldiğim yıllarda gördüğümde de şaşırdığım, medya hayatıyla, yayın organlarıyla kurumsal anlamda gelişmiş bir şehir. İşini gerçekten çok iyi yapan profesyonellere sahibiz. Özellikle Es Group’un, televizyonuyla, gazeteleriyle, dergisiyle, matbaasıyla Eskişehir medyasını getirdiği düzey olağanüstü.
Gördüğüm tek eksiği ise yayın organlarının dijitalleşme eğilimlerinin pek fazla olmaması.
Kökümüz her zaman Eskişehir’de kalacak ama dallarımız 7 bölgeye uzansın istiyoruz.
Önümüzdeki süreç için hedef ve planlarınız nelerdir?
Ulusal çapta gerçekleştirilen başarılı işleri Eskişehir sosyal hayatına kazandırmak bana çok keyif veriyor, özellikle organizasyon alanında. İmkânlar el verdiği ölçüde araştırmaya ve elimden gelenin en iyisini yapmaya gayret gösteriyorum.
Eskişehir, kendi iç dinamikleriyle Türkiye’de örnek gösterilecek işler yapmaya oldukça müsait. Ancak, şehrin sosyal hayatını etkileyen birçok başarılı işin şehir dışından kısa süreliğine gelen kişilerce yapılıyor olması beni rahatsız ediyor. Bu rahatsızlık “Şehrin parası dışarıya gidiyor.” düşüncesinin yarattığı rahatsızlıktan ziyade “Bunu biz neden yapmıyoruz? ”un rahatsızlığı.
Planlarımız pandemi dolayısıyla sekteye uğrasa da hedefimiz çalışma yürüttüğümüz alanlarda Eskişehir’in marka değerine yakışan işler inşa etmek ve bir Eskişehir firması olarak tüm Türkiye’de başarılı işlere imza atmak.
Kökümüz her zaman Eskişehir’de kalacak ama dallarımız 7 bölgeye uzansın istiyoruz.