Çocukları Geleceğe Hazırlıyoruz!
Gökçe Türkay ile harika bir yolculuğa hazır mısınız? Maker Eskişehir’in kurucu ortağı olarak, çocukların ve gençlerin zihinlerini kodlamayla açan bu enerjik liderle tanışın. Robotlar, kodlama ve STEM+A eğitiminin sihirli dünyasına adım atın. Geleceğin liderlerini şekillendiren bu projeyi yakından keşfedin. Maker Eskişehir’in renkli dünyasına davetlisiniz!
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Ben, Gökçe Türkay. Maker Eskişehir’in kurucu ortağıyım. Aynı zamanda ulusal ve uluslararası düzeyde robot ve kodlama, STEM+A eğitim danışmanlığı ve içerik geliştiriciliği yapıyorum. Çocukların ve gençlerin zihinlerine ve kalplerine dokunan ekibim ile geleceği güzelleştirmeye çalışan biriyim.
Maker Eskişehir’in hedef kitlesi kimlerdir? Hangi yaş gruplarına yönelik etkinlikler düzenliyorsunuz ve bu etkinliklerin içeriği nasıl şekilleniyor?
5 ile 17 yaş arası çocuklar ve gençler için robot ve kodlama, elektronik, yazılım geliştirme, 3D yazıcı ve tasarım eğitimleri gerçekleştiriyoruz. İçeriklerimizi seviyelere ve yaşlara özel olarak kendimiz üretiyoruz. Çocuklarımız seviye seviye ilerliyorlar. 7 senedir gelen ve lisede artık başkaları için yazılım üreten, bizde staj yapmaya başlayan, kendi harçlıklarını çıkaran gençlerimiz var. Harika hikayeler var içimizde, bu gurur verici. Eskişehir’deki anaokulları ve diğer seviyedeki eğitim kurumları ile de çalışıyoruz. Hem eğitmenlerimiz okullarda robotik kodlama derslerine giriyor hem de Maker Eskişehir olarak okulların yarışma ve proje gruplarına danışmanlık desteği veriyoruz.
İlk önce her şeyi çocuklarımız için hazırlamaktan, kolaylaştırmaktan vazgeçmeliyiz. Çocuk sıkılmalı. Sıkılan çocuk hayal kurmayı, üretmeyi öğrenir çünkü...
Maker Eskişehir’in kurucu ortağı olarak, bu girişimi nasıl başlattınız ve ne tür ilhamlar sizi bu yola yönlendirdi?
Biz, eşim ve ortağım Serkan ile çocukluğumuzdan beri teknolojinin içinde olan, meraklı ve şanslı çocuklardanız. Uzun zaman, ulusal ve uluslararası yazılım projelerinde çalıştıktan ve sektördeki yanlışları gördükten sonra, aynı hataları yapmayan işverenler olmak üzere kendi şirketimizi kurduk önce. Bir süre yazılım projelerine devam ettikten sonra, yeni yetişen neslin fazlasıyla edilgen yetiştiğini görmeye başladık. Sonra bir gecede Ankara’dan Eskişehir’e taşınma kararı aldık ve çocuklar için içerikler üzerinde çalışmaya başladık. Böylece kendi gücümüz yettiğince nesli kurtarma yolculuğuna da başladık.
Eğitmen kadronuz nasıl şekilleniyor?
Maalesef mevcut robotik kodlama eğitimleri bizim için anlamlı ve yeterli değil. Bu nedenle eğitmenlerimizi kendi başlarına derslere girmelerinden önce 6 ay kurum içi eğitimimize alıyoruz. Kompleks bilgileri en basite indirgeyerek, oyunlaştırarak, eğlenceli ve akılda kalıcı bir şekilde aktarabilmemiz ayrıca çocuklarımızın mutlu olmaları bizim için çok önemli.
Katılımcılar hangi beceri ve bilgileri kazanıyorlar? Örnek bir etkinlik deneyimi üzerinden bu konuda daha fazla bilgi alabilir miyiz?
En önemlisi problem çözme yetenekleri zaman içinde, tüm yaşamlarına yayılacak şekilde artıyor. Kazandıkları analitik düşünce becerileri sayesinde, artık bir sorun veya problemle karşılaştıklarında bocalamak yerine, parçalara bölüp, algoritma oluşturup ve bu algoritmaya göre tıkır tıkır çözer oluyorlar. Hem derslerine hem de sosyal hayatlarına yansıyor bu durum. Ve tabii de çevrelerini, cihazları, robotları, nasıl çalıştıklarını öğreniyorlar, çevrelerini anlıyorlar. Temel eğitimini bizimle sağlam tamamlayan öğrencilerimiz, ortaokul itibariyle mesleki eğitimler tamamlamaya başlıyorlar ve üretime geçiyorlar.
Amacımız tüm dünyada ortak bir akış ve anlayış oluşturabilmek, herkesin öğrenebileceği şekilde kodlama eğitimini basitleştirmek
Bu eğitimlerin önemini nasıl değerlendiriyorsunuz? Özellikle çocuklar ve gençler için bu tür eğitimlerin faydalarını anlatabilir misiniz?
Bizim zamanımızda İngilizce bilmek nasıl kritik ise, çocuklarımız için bir yazılım dili bilmek o kadar kritik olacak. Dünya, artık kendi problemlerini çözebilecek, algoritmik düşünen, ufak da olsa ihtiyacı olan yazılımları geliştirebilen zihinler istiyor. En azından, bir yapay zekaya veya bir robota nasıl komut vereceğini bilmesi gerekiyor Z ve Alfa kuşağının. Çocuklarımız ve gençlerimiz, ne meslek yaparlarsa yapsınlar, robotlar ile iç içe olacaklar. Ya onlarla nasıl iletişim kuracaklarını bilecekler, onları üretecek ya da kullanacaklar ya da vasıfsız olacaklar… Ayrıca yaptığımız çalışmaların meyvesi olarak, belli bir aşamaya gelen öğrencilerimiz ile uluslararası yarışmalara katılıyoruz. Böylece öğrencilerimiz ekip çalışma kültürü, özgüven ve stres kontrolü kazanıyor, harika deneyimler yaşıyorlar. Öğrencilerimizin, yalnızca iyi bir yazılımcı olmak değil, sosyal olarak da yaptıklarını anlatabilecek ve ekip çalışması yapabilen bireyler olması için çabalıyoruz.
Çocukları ve gençleri bu alana nasıl yönlendirmeli ebeveynler? İlgiyi artırmak için önerileriniz neler?
Alfa nesli (2010 itibariyle doğan nesil), aslında içinde yoğun bir yaratma dürtüsü ile başlıyor hayata. Tamamen görsel uyaran dolu bir dünyaya doğup büyüyorlar. Bu nedenle bizlerden çok daha farklı ve çoklu düşünme ve takip yeteneğine sahipler aslında. Teknolojinin yanlış kullanımı ile bu yaratım dürtülerini anne-baba baskılıyor aslında bilmeden maalesef. İlk önce her şeyi çocuklarımız için hazırlamaktan, kolaylaştırmaktan vazgeçmeliyiz. Çocuk sıkılmalı. Sıkılan çocuk hayal kurmayı, üretmeyi öğrenir çünkü. Çocuğun çevresini merak etmesi sağlanmalı. İzlediği, oynadığı şeyleri, aynı araçlar ile kendisinin de üretebileceğini bilmeli çocuk. Geç kalmadan bizimle tanıştırsalar iyi olur tabii bir de. Biz tam da keyif aldıkları noktaları tespit ediyor ve bu noktalar üzerinden bir serüvenin kapısını aralıyoruz.
Maker Eskişehir’in başarı hikayelerinden birini paylaşabilir misiniz? Katılımcılarınızın bu etkinlikler sayesinde nasıl ilerleme kaydettiğine dair bir örnek verme imkânınız var mı?
Birçok örneğimiz oldu aslında yıllar içinde. Öğrencilerimiz ile gurur duyuyoruz. İlk öğrencilerimizden Halid Yıldırım örneğin, pandemi döneminde donanım, yazılım, tasarım ve üretimini tamamen kendi yaptığı bir robot köpek geliştirdi. Öğrenim hayatında birçok ödül ve derece aldı mühendislik tabanında. Şimdiyse hem bilgisayar mühendisliği okuyor hem de bizimle çalışıyor. Halid dışında, dediğim gibi, lise öğrencilerimizden, dışarı uygulamalar geliştirmekte olan, üniversite öğrencilerine projelerinde yardımcı olan, bize projelerimizde yardımcı olan, bizimle staj yapan öğrencilerimiz var. Maker ailesine giren öğrencilerimiz için desteğimiz her zaman devam ediyor. Yoğun ders temposunda çalışmalarımıza devam edemiyor olsalar bile, iletişimde kalarak doğru yönlenmeleri için elimizden geleni yapıyoruz.
Çocuk-yaşlı fark etmeksizin herkesin bir uçtan başlayabileceği ve harika şeyler üretebileceği bir şey kodlama
Hedefleriniz nelerdir? Gelecekte neler yapmayı planlıyorsunuz ve bu projenin topluluk üzerindeki etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hiçbir zaman acele etmedik. Hep adım adım ilerledik. Sağlam ve kalitemizi bozmadan, aksine artırarak devam etmek için çabalıyoruz her zaman. Bu yolda kısa, orta ve uzun vadede birçok hedefimiz var. En yakında Eylül ayında, her sene artık geleneksel hale gelen, yıl boyunca yarışmalara katılan ve başarılı olmuş öğrencilerimizi onore etmek için düzenleyeceğimiz ödül töreni organizasyonumuz olacak Her sene olduğu gibi bu sene de yarışma gruplarımız var yine çok sayıda. Onlar için de heyecanla hazırlanıyoruz. Yarışmalar dışında sistemimizi standardize etmek ve iyileştirmek üzerinde aktif çalışıyoruz. Öğrencilerimizin öğrenme süreçlerine katkıda bulunacak materyaller geliştiriyoruz. Yeni dönemlerimizde kullanacağımız yeni robotları bünyemize katmak üzere görüşmelerimiz ve çalışmalarımız her zaman sürüyor. Global bazda da eğitim robotları için içerik geliştirme ve danışmanlık hizmeti veriyoruz. Amacımız tüm dünyada ortak bir akış ve anlayış oluşturabilmek, herkesin öğrenebileceği şekilde kodlama eğitimini basitleştirmek aslında. Bu konuda ben şu an yeni bir akademik tez üzerinde de çalışıyorum. Çocuk-yaşlı fark etmeksizin herkesin bir uçtan başlayabileceği ve harika şeyler üretebileceği bir şey kodlama. İnsanın sihirli güçleri olması gibi bir şey. Bu yüzden mümkün olduğunca çok kişiye dokunabilmek istiyoruz.