Sanatın Öğretici Gücü "İrfan Hasra"
İrfan Hasra, sanatın derinliklerinde ustalıkla yol alan, eserleriyle izleyicileri duygusal bir yolculuğa çıkaran ve öğrencilerine sanatın büyülü dünyasını keşfetme fırsatı sunan bir sanatçı ve öğretmen. Sanat kariyerine çocukluk yıllarında sokakların duvarlarında tebeşirle başlayan Hasra, zaman içinde bu tutkusunu bir yaşam biçimine dönüştürmüş ve sanatın evrensel dilini ustalıkla konuşturmuştur. Hasra, eserlerinde insanın iç dünyasına derinlemesine inerek, izleyiciyi düşünsel bir yolculuğa çıkarmaktadır. Eğitim alanında da yetkin bir isim olan Hasra, Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde Görsel Sanatlar öğretmeni olarak öğrencilerine ilham vermektedir. Sanatın gücünü ve önemini öğrencilerine aktarırken, onlara farklı bakış açıları kazandırmayı ve yaratıcılıklarını geliştirmeyi hedeflemektedir. Sanatın evrensel dilini her platformda yaşatmayı ve yeni nesillere aktarmayı amaçlamaktadır. Hasra’nın sanatı, evrensel bir dilde insanlığın duygularını ve düşüncelerini ifade etme çabasını yansıtmaktadır. Onun eserleri, sanatın gücünü ve etkisini her zaman aydınlık bir perspektiften görmemizi sağlar ve izleyiciyi duygusal bir zenginlikle buluşturur.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
1971 Eskişehir doğumluyum. İlk orta lise öğrenimimi Eskişehir’de tamamladım. Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-İş Öğretmenliği bölümünü okudum. Yüksek lisansımı Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi’nde sanat alanında bitirdim. Halen Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde Görsel Sanatlar öğretmeni olarak görev yapmaktayım.
Sanat kariyerine nasıl başladınız?
Resmi olarak Eğitim Fakültesi’ni kazanmamla başladı. Fakat sanat hayatıma ufak adımlarla çocuklukta girmiş oldum. Sokaklar, duvarlar benim tuvalim olurdu. Tebeşir boyam, sokağımın çamurları malzememdi. Dolayısıyla yaşantılarım, uğraşlarım oyunlarım aslında sanatsal uğraşmış. Bir şeyleri çizmek, forma dökebilmek benim oyun alanım oldu. Lise öğrenimim sırasında öğretmenimin desteğiyle ilk kişisel sergimi açtım benim için yol çizilmiş oldu.
Eğitiminiz sürecindeki deneyimlerinizin sanatınıza nasıl etki ettiğini düşünüyorsunuz?
Bizim yaşadığımız dönem çoğu şeye ulaşmak konusunda kısıtlı bir dönemdi. İş hayatına bir önce atılmak ve maddi bağımsızlık gibi konular ilerisi için önemli kriterlerdi. Bu yüzden sevdiğim bir meslek olması ve genç nesillere şekil verebilme önceliğim olmuştu. Hem sevdiğim işi yapacaktım hem de para kazanacaktım. Öğretmek, bilgileri şekillendirerek insanları eğitme yoludur. Ben de bu yolu seçtim.
Sanatınızdaki ana temalar nelerdir?
Tema sürekli değişkenlik gösteriyor. Bir dönem insan ve teknoloji ilişkisini vurgularken şimdilerde hayatın bize getirdiği sıkıntılı ve karmaşık düzeninden kaçışımı resmediyorum. Bu tamamen sezgisel gelişiyor. Yolculuğum sırasındaki sorunsalları hicivse yönden vurgulayarak anlatma yolunu seçiyorum. Sanat izleyici için karmaşık ve kasvetli olmamalı. İnsanların içine düştüğü sıkıntıları tekrar duvarlarında kasvetle görmek istemezler. Benim hayata ve sanata bakış açım tamamen renkli bir tebessüm üzerine kurulmuş.
Bakanlık kitaplarında görsel sanatlar alanında çalışmanızın öğrencilerin sanat anlayışlarına ve eğitimine nasıl bir katkı sağladığını düşünüyorsunuz?
1995 yılında MEB bir kararla okullarda okutulan eğitim materyallerinin eğitimciler tarafından hazırlanması kararını aldı. Ben de o yıllarda yüksek lisans eğitimimi yapıyordum. Sürecin uzun yıllar içinde bulundum. Zaman zaman elle çizerek ve boyayarak, son zamanlarda da dijital alanda çizimler yaparak bu kitaplara katkıda bulundum. Bu süreç hem beni hem de çalıştığım kitleleri erken sürede tanımama ve onlara çok boyutlu yardım edebilmeme neden oldu. Hem sahada bilgilendim hem de kitapların estetik algımızda ne kadar önemli olduğunu anladım.
Uzmanlık alanınızda genç sanatçıların yetişmesine yönelik gördüğünüz zorluklar nelerdir ve bu konuda nasıl bir rehberlik sağlıyorsunuz?
Bizim temel görevimiz öğrencilerimize sanatın zevkli yönlerini göstererek yolculuklarında yanında bulunmak. Genç sanatçı adaylarına yönelik katkılarımız sanatın bir bilgi düzeyi olduğunu, geçmişi öğrenmeden geleceğe yön veremeyeceklerini anlatmak. Toplumumuz her şeyi çok hızlı tüketen ve bilgiyi doğru kullanamayan bir süreç yaşıyor. Biz bu yolculukta genç sanatçılara ve adaylarına sabırlı olmalarını ısrarcı bir şekilde çalışmalarına devam etmelerini ve kendilerine bir tarz oluşturmalarını öneriyoruz. Eğitimci olduğumuzdan bütün bilgi ve tecrübelerinizi diğer kaynaklara aktarmak için sonsuz yardım ediyoruz. Sanat alanındaki materyallerin pahalı olması bu süreçte bazen heveslerini kaçırabiliyor ama istendiğinde insanın aşamayacağı zorluk yoktur.
Sanat eğitiminde teknolojinin kullanımı konusundaki görüşleriniz nelerdir? Öğrencilere dijital araçlarla sanatı öğretmek sizin için ne ifade ediyor?
Bundan on yıl önce bilgisayar teknolojisinden yararlanabilmek oldukça sınırlıydı. Bugün ise neredeyse hiçbir kurum bilgisayarsız çalışamaz durumdadır. Hemen, hemen her gün dünya, borsa ve bankalarında trilyona yakın dolar işlem görmektedir. Global finans, elektronik ticaret, internet, iletişim, medya etki ve etkinlikleri milyonlarca insana yeni anlayış ve yaşam biçimlerini de beraberinde getirmektedir. Geleceği belirleyen bu değişim güçleri ulusal sınırlarda durmuyor, geleneklere bağlı kalmıyor, hiçbir kişiyi ya da ülkeyi durup beklemiyor. Çünkü bu güçler kaçınılmaz bir evrensellik niteliğini taşımaktadır. 1980'li yıllar kalite, 1990'lı yıllar da yeniden yapılanma olarak adlandırılırsa, 2000'li yıllar hız yılları olacaktır. Kuşkusuz bu değişme hızı ve bilgiye erişimin insanların yaşam tarzlarını, beklentilerini, iş süreçlerini ve stratejilerini de etkileyecektir. Bütün dünya teknolojik devrimin getirdiği olanaklar tarafından kuşatılmıştır. Dolayısıyla bugün görsel ve işitsel anlamda bilgisayar teknolojisi yeni bir boyut getirmiştir. Eskiden sanat derslerinin daha etkin ve kalıcılığının saklanılmasında kullanılan teyp, fotoğraf, projeksiyon, 8mm'lik filmler, slayt makineleri, video ve tepegözün yanı sıra artık oldukça çeşitli grafiksel paket (yazım, çizim ve boyama) programları geliştirilmiştir. Örneğin tarayıcı veya dijital fotoğraf makinası yardımıyla ekrana aktarılan bir resim üzerinde renklendirme, (yaklaşık 16 milyon renk türevi) büyütme, küçültme, uzatma, genişletme, ekleme ve çeşitli deformasyon ve efekt işlemleri yapılabilmekte ve bu alandaki değişim ve gelişmeler büyük bir hızla ilerlemektedir. Bilgisayarın tüm üstünlüklerine rağmen hiçbir zaman öğretmenin yerini alamayacağı ve onun işlevlerini yerine getiremeyeceği kesindir. Süreçte teknolojiyi de yok görmek sanat alanının yetersiz kılar çağa ayak uyduramazsınız.
Son olarak gelecek projelerinizden bahsedebilir misiniz?
Benim yolculuğum yurt içi sergilerle ve fuarlarla devam edecek. Sürecin neler getireceğini bilmek mümkün değil. Lakin daha fazla sergi açmak, daha fazla resim yapmak, yurt içi ve yurt dışında daha fazla görünmek projelerimin içinde. Eğitimcilik hayatımda bütün bilgi ve tecrübelerimi yeninesillere aktarmak, onlara farklı bakış acıları kazandırarak faydalı olmak istiyorum.