Eskişehir’den Başlayan Bir Fotoğraf Yolculuğu" DENİZ ÇELİKER"

Fotoğrafçılık sanatı ile farklı disiplinleri bir araya getirerek yaratıcı ürünler ortaya çıkaran, birçok öğrencinin ilham kaynağı ve rol modeli olan ve olmaya devam eden Deniz Çeliker’in sanat ve fotoğraf yolculuğunu kendisinden dinlemek için bir araya geldik. Üniversite yıllarında BASE İSTANBUL 2018’de yılın en genç 100 sanatçısından biri seçilen, Fotoğraf yolculuğu Eskişehir’den başlayarak İstanbul’a kadar uzanan sanatçı, serüvenini inceleyerek yönelttiğimiz soruları keyifli sohbetiyle siz kıymetli okurlarımızla paylaşmak üzere cevapladı.

Öncelikle Deniz Çeliker kimdir, kısaca kendinizden ve sanat yolculuğunuzdan bahseder misiniz?

 Merhaba, tabii ki. 1995 yılında Balıkesir Gönen’de doğdum. İlkokul ortaokul yıllarını Eskişehir’de okudum. Eskişehir Güzel Sanatlar Lisesi / Resim bölümünü okuduktan sonra Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi / Fotoğraf bölümünü bitirdim. Osmangazi Üniversitesi Görsel İletişim ve Tasarım bölümünde Yüksek Lisans kazandım. Yüksek lisansı yarıda bıraktım. Sanat yolculuğum lise yıllarında başladı. Resim bölümü okurken fotoğrafı keşfettim ve yapmam gereken sanat dalını bulmuş̧ oldum. Üniversite yıllarında ise BASE İstanbul 2018’de yılın en genç̧ 100 sanatçısından biri olarak seçildim. Birçok galeride işlerim sergilendi ve özel koleksiyonerler tarafından satın alındı. Bu kısımda sanat alanındaki yolculuğum kendi yolunda bir çizgi halinde hızla ilerledi. 

İlerleyen teknoloji sayesinde artık hemen herkes fotoğraf çekmeye başladı. Fotoğraf sanatçısı nasıl olunur? 

Dünya geliştikçe sanat da gelişmekte ve değişmektedir. Gelişen teknoloji ile birlikte dijital sanat çok önemli bir ivme kazandı. Dijital sanatın en temeli ise fotoğraftan geçmektedir. Herkesin fotoğraf çekmesi, daha doğrusu iletişim aracını fotoğraf ve videoya evrimleşmesi aslında bizim sektörümüz için çok daha iyi oldu. Günümüzde sosyal medya içerik üretimi akımları var, ticari amaçla fotoğrafçılık reklamın her alanında yer almaya başladı. Emlaktan tutun da sağlık turizmine kadar. Bu olayın ticari tarafı; sanatsal tarafa gelirsek de fotoğrafın sanat olması konusunda artık yeni ve farklı materyaller ile fotoğrafı birleştirmeye başladık.  Görüntü̈ ve ses gibi multidisipliner işlerin üretimi yoğunlaştı. Bu da bizim sanat alanında farklı bir bakış̧ açısı ile daha özgürlükçü işler üretmemizin yolunu açtı. Fotoğraf sanatçısı olmak için sadece fotoğrafa bağlı kalmamak gerektiği bir evredeyiz.

Kendi sanat akademinizi de açtınız, nasıl karar verdiniz? Bu süreci sizden dinlemek isteriz. 

Deniz Çeliker Sanat Akademi’yi açarken en temelinde insanların hem mesleki hem de sanatsal alanda ilerlemeleri için bir oluşum yaptık. Burada şu anki mesleğinden başka mesleğe geçmek isteyen öğrencilerimiz yoğunlukta. Teknolojinin gelişmesi ve özellikle pandemi dönemi ile birlikte insanlar artık rahat çalışabilecekleri ve değer gören işler yapmak istiyorlar. Fotoğraf ve video şu an reklam sektörünün vazgeçilmez iki parçası olduğu için bu alana bir yoğunluk mevcut. Biz Milli Eğitim’e bağlı bir kurumuz. Özellikle Milli Eğitim’e bağlı bir fotoğrafçılık kursu olmak istedik. Standart bir atölye mantığında değiliz. Öğrencilerimize aldıkları eğitim doğrultusunda Milli Eğitim onaylı sertifika veriyoruz. Yapmış̧ oldukları işin yetkinlik belgesini almış̧ oluyorlar. Bu kısımda bu belgeyi veren İstanbul’da nadir yerlerden biriyiz.

Fotoğraf çekerken hangi teknikleri kullanıyorsunuz, bu alanda başarılı olmanızın sırrı tekniğe mi bağlı? 

Fotoğraf çekerken kullandığım teknikler biraz farklı. Ben pek fotoğraf kurallarına uygun fotoğraf çeken biri değilim. Pis, yamuk ve bozuk görüntü̈ seviyorum. Portre üzerine daha fazla çalışmalarım var. Psikoloji ile ilgili donelerden yola çıkarak çekimlerimi yapıyorum. Sadece benim değil karşımdaki modeli de en iyi şekilde yansıtmak istiyorum. Ama benim teknik olarak en iyi olduğum ve her zaman bir adım önde olmamı sağlayan şey ışık kullanımını çok iyi yapıyor olmamdır. 

Stüdyo ve kurgusal fotoğraflar çekiyorsunuz. Dış̧ çekimleri neden tercih etmiyorsunuz?

Resim yapmaktan gelen bir alışkanlığım var. Kurgulamayı seviyorum. Kontrolün bende olmasını seviyorum. Fotoğraf çekerken de beyaz fonu boş bir kâğıtmış̧ gibi düşünerek çizim yapıyorum aslında. Sokakta bunu yapmak pek mümkün değil. Sokak fotoğrafçılığı ya da Belgesel fotoğrafçılıkta kontrol sizde değildir. Zamanın olağan akışında çok iyi bir gözlemci olup doğru anı yakalama sanatıdır. Çok zordur. Işık sizin kontrolünüzde değildir. Ama stüdyoda kontrol sizdedir. İstediğiniz ışığı istediğiniz yerden verebilirsiniz. Bu yüzden aslında stüdyo çekimlerinde daha iyi olduğumu düşünüyorum.

Sizin fotoğraf alanında takip ettiğiniz, beğendiğiniz isimler kimlerdir? 

Eskilerden örnekler yerine güncel kişilerden örnek vermek isterim. Can Dağarslan çok beğendiğim ve takip ettiğim bir fotoğrafçıdır. Bunun yanında; Ali Alışır, Yonca Karakaş̧ gibi Türkiye’de ve yurtdışında bizi temsil eden çok başarılı sanatçılardır.

Aynı zamanda Anadolu Üniversitesi’nde eğitmenlik de yapıyordunuz. Sizce öğrenmek mi öğretmek mi? 

Anadolu Üniversitesi’nde 2 yıl boyunca Moda Fotoğrafçılığı ve Temel Fotoğrafçılık gibi derslere girdim. Ben kendimi bu kadar geliştirdiysem, öğreterek geliştirmişimdir. Birine bir şey öğretirken daha detaylı bir araştırmaya giriyorsunuz ve ögreniyorsunuz; ögrendiklerinizi de farklı bir anlatım biçimi ile aktarıyorsunuz. Birilerine bir şeyler öğretmek benim bu hayattaki en büyük zevkim. Çünkü̈ ben de öğreniyorum.

Fotoğraf sanatı dışında Deniz Çeliker kimdir, özel hayatınızdan da biraz bahseder misiniz? 

Ben yıllar içinde fazlasıyla evrimleştim sanırım. Eğlenmek gezmek daha ön plandayken son 6 yıldır sürekli çalışan biri haline geldim. Bundan dolayı hiçbir sıkıntım yok. Hatta çok mutluyum. İşkoliklik seviyesinde çalışıyorum diyebilirim. İstanbul’da olmanın verdiği en iyi şey çok fazla sanatsal etkinlik olması. Bu etkinlikleri kovalıyorum. Hala rahatlamak için resim yaparım. Resim benim hobim. Ailemle vakit geçirmek bana son yıllarda daha iyi geliyor.

Geçmişte gerçekleştirdiğiniz veya ileride gerçekleştirmeyi düşündüğünüz projeleri bizlerle paylaşabilir misiniz? 

Şu an gelecekte gerçekleştirmek istediğim şey Hollanda'da bir stüdyo açmak. Tam olarak tamamlayamadığımız bir kısa filmimiz var onu tamamlamak istiyorum. Bunlar yakın gelecek planları, daha ilerisini pek düşünmüyorum. Düşündüğümüzde de istediğimiz gibi olmuyor.