Suyun Altında Başka Bir Hayattan Erkan BALK ve Berna ŞENSARI

ESKİŞEHİR 03.07.2023, 15:17 Muhabir
Suyun Altında Başka Bir Hayattan Erkan BALK  ve  Berna ŞENSARI

Bir şehir düşünün ki denizi yok ama sayısızca ödül almış dalgıçları ve sualtı fotoğrafçıları var. Biz de onların bu başarısıyla gurur duyuyor ve merak ediyorduk. Erkan Balk ve Berna Şensarı Eskişehir’de yaşayıp dalgıçlık ve sualtı fotoğrafçılığı yapan genç arkadaşlarımız bu işe duydukları tutkuyu, her zorluğa rağmen vazgeçmemelerini, başlangıç serüvenlerini ve bu süreçteki deneyimlerini bizlerle paylaştılar. Biz de siz değerli okurlarımıza keyifli okumalar diliyoruz.

Öncelikle kendinizden ve fotoğrafçılık serüveninizden bahseder misiniz?

Erkan Balk: Fotoğrafçılığa 1990 yıllarında analog makina ile başladım. Sualtına olan merakım ise çok daha küçük yaşlarda başladı. İç güdüsel olarak doğamızın bir parçası olan keşfetme arzum, sualtına olan ilgimin en önemli unsuru oldu ve zamanla denizlerimizin gizemli suları bende büyük bir tutkuya dönüştü. Hala büyük bir tutku ve heyecan ile dalışlarıma devam ediyorum. Her ne kadar İç Anadolu bölgesinde bozkırın ortasında doğup yaşasam da öğrenci olduğum yıllarda yaz dönemini çoğunlukla denize kıyısı olan ilçelerde geçirirdim. Vaktimin çoğunda şnorkel ile serbest dalış yapıp canlıları izler ve gördüklerimi heyecanla arkadaşlarıma anlatırdım. Bu durum büyük bir tutkuyla dalış hayatıma ve daha sonra sualtı fotoğrafçılığı serüvenine başlamamla devam etti.

Berna Şensarı: Benim hikayem 1976 yılında Almanya’da başlıyor. Türkiye’ye 10 yaşında gelerek Balıkesir’de orta öğretimimi, Eskişehir’de ise 2000 yılında Eskişehir Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümünden mezun olup, yine aynı üniversitede Yönetim ve Organizasyon Yüksek Lisans eğitimimi (Tezsiz) tamamlıyorum. (Annemin disiplini ve azmi ile)

Ve çok geçmeden hemen iş hayatına atılıyorum. İlk olarak Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ESKİ Genel Müdürlüğünde 3 senelik bir iş deneyimi ve ardından Eskişehir’de faaliyet gösteren bir inşaat şirketinde İş Geliştirme, Finans & Planlama Direktörü görevini halen devam ettirmekteyim.

Burası önemli çünkü buraya kadar hayatımda çokça uğraşlar edindim, birçok konuda merakımı giderdim. Ancak bunların arasında Tüplü Dalış (Scuba diving) ve Fotoğrafçılık hiç olmadı. Sıra gelmedi diyemiyorum çünkü üzerine kitaplar okumuş, filmler-belgeseller izlemiş olsam da kendimi bunların içinde hiç hayal etmemiştim. Belki de deniz kıyısında denizle iç içe geçmiş bir hayatımın olmaması da buna etkendir. Hatta yüzme bilmediğimi de itiraf etmeliyim.

İşte bu noktada yoğun bir iş hayatı sonucu iş dışında herhangi bir şeye çok az zaman ayırabildiğim bir dönemde farklı bir arayışa girdim. Bir yandan beni rahatlatabilecek diğer bir yandan da beni geliştirebilecek yeni bir uğraştı aklımdaki. Hiç aklımda yokken tamamen tesadüf eseri hayatıma tüplü dalış girdi. İlk başta şüpheyle baktım bu girişimime çünkü hakkında çok az bilgi sahibi olduğum bir aktiviteydi. Söyledim ya yüzme de bilmiyordum.

Diğer taraftan yapamazsın diyen sesler de yükseldi. Ama bir cesaret denedim. Dopdolu, her dakikası boş geçmeyen, son derece yorucu bir o kadar da keyifli 12 yıl geçti. Bugüne geldiğimde artık spora ve doğaya çok daha fazla zaman ayırabiliyorum. Aldığım eğitimlerle hem konforlu hem de güvenlik anlamında bilinçlendiğim keyifli dalışlar yapıyorum. Benim için dalış; terapi demektir. Ve çok daha fazlası. Karada edindiğim tüm yüklerden arındığım bir kaçış alanı.

“Başlangıçlar değerli şeylerdir ya insan hayatında. Net! Bunun için gereken: Cesarettir. Saf cesaret yani. Cesaretle başladığınız zaman bir işe o her zaman değerli olur.”

Yaklaşık 20 yıllık dalış hayatınızın size kattığı tecrübeleri ve sualtında gördüklerinizden bahseder misiniz?

Erkan Balk: Kuşkusuz uzun yıllar dalış yapmanın bir dalıcıya kazandırdığı bir çok tecrübe olmuştur fakat bu tecrübeyle yetinmemek gerektiğini bilmek benim için en büyük tecrübe olmuştur. Teknolojinin hız kesmeden ilerlemesiyle beraber hayatımıza giren mobil uygulamalar, yapay zeka, yeni sistemler v.b. gelişimleri özellikle sualtı görüntüleme yapan bir dalıcının yakından takip etmesinin artık bir gereklilik olduğu düşüncesindeyim, tabii teknolojiyi takip etmek yaptığınız bir işin son kullanıcıya en hızlı ve en kaliteli haliyle iletmenizle alakalı, peki iyi bir sualtı fotoğrafçısı nasıl  olabiliriz? Bunu çok kısa edindiğim tecrübe kadarıyla bir tavsiye olarak paylaşmak gerkirse; 

Daha öncede belirttiğim gibi ilk adım iyi bir dalıcı olmak ardından sualtı habitatını bilmek, canlı davranışları öğrenmek, temel fotoğrafçılığı bilmek, çekimleri önceden planlayarak bir konu üzerinde çalışmak, sualtı görüntüleme ile ilgili yapılan çalışmaları takip etmek, iyi bir body ile çalışmak diyebilirim. 

Dalış hayatımda radikal bir karar olan fotoğraftan videoya neden geçtim çok kısa da bu kararımı paylaşmak isterim. Bir konuyu veya düşüncenizi fotoğraf ile anlatmak gerçekten de zordur ve tecrübe ister çünkü tek bir kadrajla hayalinizdeki o düşünceyi izleyiciye aktarmak güçlü bir fotoğraf ile olur, aynı şey aslında video için de geçerli, aktarmak istediğiniz düşünceyi burada da çok iyi kurgulamanız gerekecektir, asıl önemli olan ise sizin bir konuyu hangi yöntemle daha iyi aktarabileceğiniz ile ilgilidir, işte tam olarak benim de dalış hayatımda uzun yıllar sonra bir tercih yapmam gerektiğini düşünmeye başladığım ve hayal ettiğim bir düşünceyi nasıl daha iyi yansıtabilirim? sorunun cevabını aradım, sonuç olarak çalışmalarımı dinamik anlatımla daha çok yorum katabileceğimi fark ederek videoya geçme kararı aldım,   tabii şunuda belirtmek isterimki bu tartışılabilir bir konu olabilir, fakat bu benim bir düşünceyi veya konuyu daha iyi anlatmamla ilgili bir analizim, akademik kabul görmüş bir tanım değil.

Berna Şensarı: Fotoğrafçılık derseniz o da plansız programsız hayatıma giren güzel bir sürpriz        oldu. Gittiğim bir dalış seyahatinde elime tutuşturulan kompakt bir makina ile bu deneyimi 5 senedir sürdürüyorum. Yine burada da bazı önyargılara maruz kaldım. Yine dinlemedim. Ekipmanım büyüdü, sualtına olan bakış açım da. Ve bu güzel karmayla bende büyüdüm. Çoğu zaman karmaşık görünse de önemli basit sorular sorarak kendime çizdiğim yol haritamda çokça ilerlediğimi düşünüyorum. İlerlemeye de devam ediyorum. Başta bu sistemi anlamak ve kullanmak konusunda zorlansam da aldığım ve almakta olduğum eğitimler sayesinde üstesinden gelmeye çalışıyorum. Bunun için öncelikle Erzurum Atatürk Üniversitesi Fotoğrafçılık ve Kameramanlık bölümlerindeki öğrenimime devam ediyorum. Fotoğraf çekmeye başladıktan sonra denizin altında tanık olduğum yaşama olan ilgim fazlasıyla arttığı için yine kendimi eğitmek için birçok kitap edindim. Takip ettiğim fotoğrafçılar da var.  Ama en keyiflisi sualtı fotoğrafçı dostlarınızla fikir alışverişinde bulunmak.  

Dalış hayatınızda bir dönüm noktası var mıdır?

Erkan Balk: 2012 yılında Çifteler ilçesinde yer alan Sakaryabaşı bölgesinde “Sakaryabaşı Projesi” isimli bir proje başlattım, kurum ve kuruluşların kabul gördüğü proje, Türkiye’ye hatta dünyaya açılan başarılı bir proje oldu. Bu proje dalış hayatımda önemli bir yer alarak   beraberinde deniz dalışlarına biraz ara verip, Türkiye iç sularında uzun yıllar süren birçok keşif ve bilimsel çalışmalarda yer aldım.

Sualtında yapılan bilimsel çalışmalara katkıda bulunmak bende her zaman meditasyon etkisi yaratmıştır.

Bilimsel çalışmalarda;

2014 yılında Ege Bölgesi’nde (Menderes) Su izleme projesinde sualtı görüntüleme ve örnekleme yaparak projede yer aldım. 

2016 yılında Türkiye İç sularında (Sivas, Kayseri, Afyon, Eskişehir) ESOGÜ Biyoloji bölümü ile çalışmalar yaptım. 

2016 SEAB Uluslararası 2.Avrasya Bioçeşitllilik Sempozyumun da “Silent Inhabits of Freshwater” başlıklı sergide fotoğraflarımla yer aldım.

2016 “Biyolojik Çeşitlilik: Avrupa ve Türkiye” Söyleşinde fotoğraf sergim ile yer aldım.

2016 Mersin Gilindire Mağarası tanıtım belgeseli çalışmasında yer aldım.

Prof. Dr. Cüneyt Nadir SOLAK koordinesinde Sakaryabaşı bölgesinde bilimsel araştırmalarda yer aldım. Yapılan çalışmalarda yeni bir diatom türü keşfedildi, yeni türün ismi bana ithaf edilerek soy ismim verildi. “Cymbella balkii” 2021.

Berna Şensarı: Türkiye’de Ege (Çanakkale, Ayvalık, Karaburun, Sığacık-Seferihisar) ve Akdeniz (Kemer, Demre, Kalkan, Kaş) sahilleri dışında Dünya’da da farklı dalış deneyimlerim oldu. Bunlardan bir kısmını Küba, Meksika (Cabo San Lucas, Socorro adası, La Paz, Cancun), Kızıldeniz (Mısır ve Ürdün), Maldivler, Endonezya (Raja Ampat, Lembeh), Malezya (Sipadan), Tayland, Filipinler (Malapascua Adası), Palaou olarak sıralayabilirim.

Ve bugüne geldiğimde artık diyebilirim ki bütün bunları yaparken çok şey öğrendim ve bundan çok keyif aldım. Sualtı inanılmaz, muazzam güzellikte bir dünya. Bana sunduklarına karşılık olarak kendime üç yeni farklı misyon edindim;

•Doğaya saygılı aktif bir hayat sürmek.

•Doğru ekipman ile doğru güvenlik protokollerine uymak.

•Dalıp gördüğüm her şeyi fotoğraflayıp gücüm yettiğince bunları paylaşmak. 

Bu işte başarılı olmanın sırrı nedir?

Erkan Balk: Sualtı görüntüleme sürecinde bilgi ve tecrübe noktasında belli bir seviyeye geldiğimde yarışmalara katılmaya başladım. İlk zamanlarda kazanamadığım veya düşük derceler aldığım yarışmalar oldu. İşte bu süreç gelecekte iyi bir fotoğrafçı olmanız için en sancılı dönemlerden birisidir. Ben bu işi yapamayacağım, herkes çok iyi ben başarısızım derseniz kaybettiğiniz an bu an olur. Fakat bu dönemi başarısızlık olarak görmeyip bunu tecrübe kazanmak olarak görürseniz ve yolunuza devam ederseniz başarı o zaman gelecektir ve hiçbir başarı tesadüf değildir. Emeğin arkasında büyük bir mutfak vardır, ekip çalışması, gayret ve çok çalışma vardır.

Ulusal ve uluslararası birçok yarışmaya fotoğraf ve video dalların da katılım sağladım, kazandığım ödüllerden kısaca bahsetmek gerekirse, 

-2016 yılında özel bir firmanın düzenlediği yarışmada, 

DSLR geniş açı kategorisinde geniş açı fotoğraf kategorisinde 1.lik, 

Canon Doğa kategorisinde hazırladığım kısa filmim 1.lik ve jüri en iyi film ödüllerini kazandı. 

-15. Uluslararası Marmara Festivali Portfolyo kategorisi 3. ödülü, 

-17. Uluslararası Marmara festivalinde video kategorisi 1.lik ödülü, 

-2019 yılında 39 ülkenin katılım sağladığı “Underwater Photo Maraton” yarışmasında video kategorisinde 2. Ödülü, 

-yine “freshwater isimli kısa filmim underwater Bosna Hersek Neum film festivalinde Quarter finalisti ve Teksas Houston film festivalinde gösterim, 

-2021 Rusya “Su da Balık” isimli fotoğraf yarışmasın da birincilik ödülü,

2022 Altın Palet Sualtı Görüntüleme Türkiye Şampiyonasına Eskişehir Büyükşehir Gençlik ve Spor Kulübü olarak dalış eşim Berna Şensarı ile Video dalında iki kategori de katılım sağlayarak,

* Düzenlememiş film kategorisi Türkiye 1. Ödülü

* Film kategorisi Türkiye 1. Ödülü

•Video dalı Türkiye Şampiyonu

Olarak 3 altın madalya kazanmayı hak ettik.

“22. Uluslararası Kemer Sualtı Günleri” isimli yarışmada;

Ekrem Akurgal Sualtı Arkeoloji Video Kategorisi dalında dalış eşim Berna Şensarı ile 1.lik ödülüne sahip olduk.

2023 yılı içerisinde, milli takım kampı ve alınan sonuca göre Küba’da Ekim ayında gerçekleştirilecek CMAS Sualtı Görüntüleme Dünya şampiyonası için sıkı bir çalışma içerisinde çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Türkiye İç sularının tanıtımı ve beraberinde yaptığımız bilimsel çalışmaların yer aldığı “Türlerin İzinde” isimli TRT Belgesel ekranlarında yer alacak çalışmalarımız da devam etmektedir.

Bunların dışında TFSF ve TSSF onaylı birçok yarışmada ödüller ve derecelere sahibim.

Yorumlar (0)
Ayın Anketi Tümü
Yeni Yıl'da Hangi Kararları Alıyorsun?
Yeni Yıl'da Hangi Kararları Alıyorsun?
2
kapalı