Anadolu Rock müziğinin öncü ismi; Cahit Berkay
Efsane Moğollar Müzik grubunun kurucusu, Anadolu rock müziğinin öncülerinden Cahit Berkay Follow Magazin Dergisi’nin özel konuklarından biri oldu. Sanat kariyerinde sayısız albümün, dizi ve film müziğinin altına imzasını atan usta müzisyen okuyucularımıza verdiği röportajda, müzik yolculuğundan günümüz müzikleri hakkındaki düşüncelerine; özel hayatından pandemi sürecinde yaşadıklarına kadar pek çok konuda sorularımızı içtenlikle yanıtladı.
Yarım asırdan fazla zamandır devam eden bir müzik hayatınız var. Moğollar Müzik grubunun kurucusu oldunuz, birçok albüm ve film müziklerine imza attınız. Peki sizin için hayatınızın dönüm noktası diyebileceğiniz bir yer ve zaman var mı?
O kadar çok var ki! Hangi birini anlatsam... Fransa’da yaşadığım dönemde Amerika’ya taşınma kararı almıştım. Amerika’ya gitmeden bir gün önce rahmetli Engin Yörükoğlu arayıp tekrar birlikte müzik yapalım demişti. Misal Engin bir gün sonra arasa ben Amerika’da bambaşka bir hayat kurmuş olacaktım.
Atıf Yılmaz’ın Deli Yusuf filminde duyguları olan bir spor araba vardı. Bu araba iyi insanlara hizmet verirken kötülere de etmediğini bırakmıyordu. Atıf Ağabey önce benden arabanın kötü kalpli insanları koltuktan fırlattığı, kapısını çarptığı sahnelere efekt yapmamı istedi. O sahnelere efektleri yaptım, verdim. Sonra hiç unutmam, “Cahit, bu filmde birbirini seven iki kişi var, bunların sahnelerine dramatik ve duygusal müzikler; bir de polislerin kötü adamları kovaladıkları sahnelere de davulla pataküte müzikler yapabilir misin?” dedi. “Bugüne mi” diye sordum gülerek “sen ne zamana yapabilirsin” dedi. “Yarına teslim ederim ağabey,” dediğimde de gülümseyişi hâlâ gözümün önündedir. Gece oturdum müzikleri hazırladım, ertesi gün de stüdyoya girip görüntülerin üzerine prova yapıp müzikleri kaydettik. Sonra da teslim ettim. Adım, “Yeşilçam’da iki günde müzik yapan adam”a çıktı. Misal Atıf Yılmaz “Deli Yusuf” için benden o efektleri yapmamı rica etmese hayatım bambaşka olurdu.
Biz imkansızlıklar içinde müziğe büyük bir tutku ile bağlıydık.
Her kesimden ve yaştan insan müziklerinizi büyük bir beğeni ile takip ediyor. Al yazmalım, Devlerin Aşkı gibi hala dinlenen birçok Yeşilçam filmine müzik ürettiniz. Bu kadar kalıcı ve sevilen eserlerin başarısının sırrı nedir, ilham kaynaklarınız nelerdir?
Hep söylerim. Beslenme çantamı iyi hazırladım. Önce kendi kültürümüzü, kendi müziğimizi koydum beslenme çantama. Onları iyice öğrendikten sonra üstüne batının kültürünü ve müziğini koydum. Sanatın her alanındaki gençlere de aynısını tavsiye ederim. Bir de samimiyet önemli. Şöyle bir şarkı yaparsam şöyle satar, böyle çok dinlenir diye hesap kitap yapanlardan olmadım hiç. Ne hissettiysem onun müziğini yaptım, sanırım insanlara geçen de bu samimiyet oldu.
Sözünü sakınmadan söyleyen, samimi şekilde kendi müziğini yapan herkese saygım var.
Günümüz koşullarında imkanlar daha fazla olmasına rağmen özgün ve farklı eserler üretilemiyor. Sizce bunun nedeni nedir? Kendi dönem müziklerinizle, bugünün müziğini karşılaştırdığınızda ne gibi farklar görüyorsunuz?
Biz imkansızlıklar içinde müziğe büyük bir tutku ile bağlıydık. Şimdi her şey ellerinin altında. Benim satın almak için 2 sene uğraştığım gitarı şimdi genç bir müzisyen internetten alıp ertesi gün çalmaya başlayabiliyor. Dolayısıyla da gitarla ilişkileri benim o yaşlardaki tutkulu halimle kıyaslanamaz. Zamanın ruhu diye bir şey de var. Ben mesleğe başladığımda telgraf çekiyorduk, şimdi kol saatimle telefon konuşması yapabiliyorum. Biz imkansızlıklar içinde üretim yapıyorduk, şimdiki gençler imkanlar içinde üretiyor. Festivallerde denk geliyoruz ve dinliyorum. Genç gruplar ve yaptıkları müzikleri beğeniyorum. Karşılaştırmak doğru değil. Sözünü sakınmadan söyleyen, samimi şekilde kendi müziğini yapan herkese saygım var.
O dönemler sizin bazı eserleriniz, müzik tarzınız alternatif sayılabilirdi. Yeni çıkan Türkçe pop, rap gibi müzikler hakkındaki hisleriniz ve düşünceleriniz nelerdir?
Ezhel’i çok seviyorum. Bizim 50. yıl konserimize gelmişti. Sonra birkaç konsere daha geldi. Ben de ona bir konserinde iade-i ziyaret yaptım. Çok keyifli deneyimdi. Ama dürüst olmak gerekirse ne rap ne de pop müziği çok dinlemiyorum.
Türk müzik piyasasında unutulmayan Barış Manço, Cem Karaca gibi çok değerli sanatçılarla çalışma fırsatınız oldu. Sizin için özel olan, unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?
İkisi de nur içinde yatsın. Bir dolu anımız var tabi. Misal Barış ile çalışırken grubun mutemeti bendim. Turne otobüsüne benzin alırken benzinciden Barış Manço ve Moğollar adına fatura kesmesini istemiştim. Akşam hesapları yaparken bir baktım “Barış Manço ve Oğulları” yazmış faturaya. Epey makarasını yapmıştık. Ver elini öpeyim babacım falan...
Cem acil gel diye beni aradı. Bir gittim ev bomboş, sadece bir tane sandalye var onda da Cem oturuyor. N’oldu cem? Dedim. En zor durumdan bile mizah çıkarmasını bilen çok zeki ve çok hazır cevap bir adamdı rahmetli. “Hatun menkulü bırakmış, gayrı ne varsa almış gitmiş Cahit” dedi. Her hatırladığımda ilk günkü gibi gülerim.
Bir kere daha dünyaya gelsem gene aynı hayatı aynı şekilde yaşamak isterim.
Aynı zamanda MESAM yönetim kurulundasınız. Telif yasaları eski zamanlara göre geliştirildi mi, haklarınızı alabiliyor musunuz?
MESAM’a Şubat ayında mahkeme kararıyla MESAM’ı seçime götürmek üzere geçici bir yönetim atandı. Ancak araya pandemi girince hala genel kurul yapılamadı. Anlayacağınız genel kurul yapılana kadar yönetimde değilim. Telif yasaları eskiye göre çok gelişti. 20 sene öncesine ve şimdiye bakınca kat edilen mesafe mutluluk verici. Ancak batıdaki telif yasalarına ve uygulamalarına bakınca ise durum utanç verici...
Dünyayı saran Covid-19 salgını ile gelen karantina sürecinde neler yaşadınız, hayatınızda neler değişti ve bu süreç size neler öğretti?
Hayatım boyunca evde bu kadar vakit geçirmemiştim. Bu kadar hareketsizliğe de hiç alışkın değilim. Sevdiğin insanlardan ve sevdiğim alışkanlıklarımdan bu kadar uzun süre ayrı kalmak bana iyi gelmedi. Bu süreçte ileri düzeyde yemek ve temizlik yapmayı öğrendim, o ayrı :)
Bu kadar emekten ve güzel eserden sonra hak ettiğiniz değeri bulduğunuza inanıyor musunuz?
Maddi olarak da manevi olarak hakkımızın yendiği oldu, belki ileride gene yenecektir. Arsa, ev araba değiliz ki belli bir değerimiz olsun. Ama bir kere daha dünyaya gelsem gene aynı hayatı aynı şekilde yaşamak isterim. Bilmem sorunuza cevap oldu mu?
Peki Cahit Berkay’ın son dönemde dinlediği müzik ve müzisyenlerden ve özel hayatından bahseder misiniz?
Yeni gruplardan kimi seversin diye sorduklarında hep Duman, Pentagram, Mor ve ötesi falan derdim. Sonra beni uyardılar, onlar da eskimiş artık :))) daha önce dediğim gibi festivallerde çok güzel gruplara denk geliyor ve beğenerek dinliyorum. Ama isimleri aklımda kalmıyor. Özel hayatımın merkezinde artık torunum Deniz var. Onunla ve kızımla fırsat buldukça vakit geçirmeye çalışıyorum.
Pandemi dönemi sona erip, her şey normale döndüğünde yapmak istediklerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Dediğim gibi ev işlerinde kendimi epey geliştirdim, hayat normale dönünce mutfakta edindiğim tecrübelerle bir lokanta açmayı düşünüyorum. Tabi ki şaka yapıyorum :) Kaldığımız yerden konserlere devam etmek, yeni şarkılar albümler yapmak istiyorum.
Röportaj: Esra Güneş