Duru güzelliği ve başarılarıyla: Irina Dalkılıç
Odunpazarı Modern Müze, hiç şüphesiz Eskişehir’e yeni bir soluk getirirken sanatseverleri doyum noktasına da taşıdı. Odunpazarı Modern Müze’nin hemen yanında yer alan OMM INN de en az OMM kadar ilgi görürken, OMM INN’in başarılı İşletme Direktörü Irina Dalkılıç ile sohbet ettik. OMM INN’in güzel atmosferinde bizleri ağırlayan Dalkılıç, içtenlikle tüm sorularımızı yanıtladı. OMM’nin başarılarından sevgili Irina Dalkılıç’ın özel yaşamına ettiğimiz bu sohbeti keyifle okumanızı diliyoruz.
İlk olarak, bize kendinizden bahseder misiniz?
1981 Polonya doğumlu Rusya vatandaşıyım. Rusya’nın Rostov şehri Rostov Üniversitesi’nde eş zamanlı olarak öğrenim gördüğüm hem Turizm İşletmeciliği, hem de Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun oldum. 2005’de başlayan yerleşik düzenli çalışma hayatım ile birlikte Türkiye’de yaşamaya başladım. 2009 yılındaki evliliğimi takiben de Türk vatandaşlığıma sahip oldum. Annemin kızı, ablamın kardeşi, bir eş ve de bir kız çocuğu annesiyim. Aynı zamanda, 2 kedi ve 1 papağanımız var, anlayacağınız evde haylice kalabalığız.
Başta kurucumuz Erol Tabanca olmak üzere, istisnasız herkes kalpten ve özverilerini ortaya koyarak bu projeye sahip çıktı, bir aile gibi çalıştı.
OMM INN’in İşletme Direktörüsünüz, OMM INN’de sunulan olanaklardan bahseder misiniz?
Butik otel, kafe ve restorandan oluşmakta olan OMM INN’imiz, Odunpazarı Modern Müze’nin hemen yanında, sanat ve tasarımın birlikteliğinde bir sentezde, açıldığından bugüne dek buluşma, çalışma, keyif ve eğlencenin hep bir arada adresi haline geldi. İster günün herhangi bir saatinde kahve molası vermek veya leziz yemekleri eşliğinde şarap keyfi yaşayabilmek için; ister güvenli bir ortamda kendi tabletinde çalışmak veya iş toplantıları yapmak ya da şehir dışından gelmiş misafirlerinizi otantik Odunpazarı atmosferinde ağırlamak için yeni bir heyecan oldu OMM INN. Her köşesi detaylarla ve dokunuşlarla dolu bir yaşam alanı oldu Eskişehir’de. Bütün bunların bir parçası olmak da beni son derece mutlu ediyor. Otelimiz, Cafemiz, Müzemiz; her birine gelen ziyaretçilerimiz, her biri bizim özel “misafirlerimiz” ve “memnuniyet” çizgimizde herkesi mutlu etmeye gayret ediyoruz. Küçük ama çok çalışkan, aile gibi bir ekibimiz var. Her yeni günde hep birlikte öğrenen, her zaman daha iyisi için çalışan, buraya layık olmak ve burasını içindeki “insan” faktörüyle de eşsiz bir yer haline getirmek için çalışan genç ekibimizle hedefimiz; tüm misafirlerimize unutulmaz Eskişehir tecrübeleri yaşatabilmek.
Bir süredir çalışmalarını sürdürdüğümüz ve pandemi dönemi içerisinde de üzerinde hızla ilerlediğimiz “Stay in Harmony” sürdürebilirlik projemiz de misafirlerimiz tarafında oldukça dikkat çekiyor. Hem kafe, hem de otel tarafında gösterdiğimiz çabalarla birlikte, iş yeri pratiklerimizi ekipçe bir yaşam biçimi gibi görüyor, evlerimizde de aynı praktikleri uygulamaya çalışıyoruz. Bu proje dâhilinde ‘’sıfır yemek atığı’, ‘’sıfır tek kullanımlık plastik’’, günlük oda temizlik hizmetinden gönüllü vazgeçen misafirlerimize yönelik ‘’Green Room’’ uygulaması vb. birçok içerik üzerinde çalışmalarımız devam ediyor. Enerji ve diğer tüm kaynakların, temizlik ürünlerinin kullanımından, mutfaklarımızda kullandığımız tüm ürün ve malzemelerin hem insan, hem de doğa dostu olmasına önem veriyoruz. Mevcutta menümüzde bulunan vejetaryen ve vegan yiyecek alternatiflerini önümüzdeki dönemde daha da genişletmeyi hedefliyoruz. Çalışma arkadaşlarımızı mümkün olduğu kadarıyla, araba, toplu taşıma vs. kullanmadan, mevsim şartlarına göre bisikletle işe gelmesi noktasında motive etmeye çalışıyoruz (şu an ekibimizin % 20’si işe bisikletle gelip gidiyorlar).
Her köşesi detaylarla ve dokunuşlarla dolu bir yaşam alanı oldu Eskişehir’de.
OMM INN hakkında geri dönüşler nasıl oluyor, OMM INN’i tercih etmelerinin nedenleri nelerdir?
Keyif, konfor, sanat; hepsinin bir arada harmanlandığı olağanüstü detaylar ve beraberinde ekibimizin ilgi, güleryüz ve misafirperverliği misafirlerimizi otelimize girişlerinden itibaren oldukça etkiliyor. Yorumlar da içinde geçen; ‘’vaktim olsaydı kalışımı uzatsaydım’’ veya ‘’Eskişehir’e sırf burada kalmak için dahi gelinir’’ ifadeleri bizi nasıl motive ve mutlu ediyor gerçekten anlatmam zor. Odunpazarı’nın tam orta yerinde yer almamız, birçok müze ve şehir atraksiyonunun yürüme mesafesinde bu bölgede olması misafirlerimiz için büyük avantajlar oluşturuyor. İçinden geçtiğimiz bu zor dönemde sahip olduğumuz Güvenli Turizm Sertifikamız da misafirlerimiz için yine bir başka tercih sebebi.
Odunpazarı Modern Müze, İngiltere'de düzenlenen bir organizasyonda “Uluslararası yılın projesi” ödülüne layık görüldü. OMM’nin yakaladığı başarıların sırrı nedir?
İnsanlar. Bütün bu proje çevresinde ve içinde o kadar özel insan toplandı ki. Başta kurucumuz Erol Tabanca olmak üzere, istisnasız herkes kalpten ve özverilerini ortaya koyarak bu projeye sahip çıktı, bir aile gibi çalıştı. Gelen takdir ve ödüller de tüm bu çalışmaların ve emeklerin karşılığı diye düşünüyorum.
Pandemi dönemi içerisinde de üzerinde hızla ilerlediğimiz “Stay in Harmony” sürdürebilirlik projemiz de misafirlerimiz tarafında oldukça dikkat çekiyor.
Pandemi döneminden geçiyoruz ve sıkı tedbirler alıyoruz. OMM INN’in aldığı önlemlerden bahseder misiniz?
Güvenli Turizm Sertifika aldığımızdan beri her ay en az 2 defa başarılı bir şekilde denetlemelerden geçiyoruz, alanlarımızı bu konuda titizlikle yönetiyoruz. Misafirlerimize odalarda dezenfekte mendil, el dezenfektan, maskeden oluşan özel bir set bırakıyoruz ve her konaklama sonrası odalarımızı tekrar dezenfekte ediyor, bir sonraki konaklamaya hazır hale getiriyoruz. Otel ve kafe tüm kullanım alanlarımızda maske kullanımı ve sosyal mesafe kurallarını hem misafirlerimize yönelik, hem de ekip içi süreçlerde her zaman hayata geçiriyoruz.
İş yaşamınız dışında, özel hayatınızda neler yapmaktan hoşlanırsınız, ailenizle ilişkiniz nasıldır?
Yoğun iş akışımın dışındaki tüm zamanımı ailemle birlikte geçirmekten hoşlanıyorum. Pazar günleri bizim için kısa da olsa, birlikte tazelenme, birlikte aktivitelere katılma, birlikte yakınımızdaki yeni yerleri keşfetmek anlamına geliyor. Her hafta farklı bir güncel aktivite yapma isteğimizin yanında, 9 yaşındaki kızım Ela’nın hafta sonu spor ve müzik alanında aldığı eğitimlere de aynı zaman içinde yine yetişmeye çalışıyoruz.
Türkiye maceranız ne zaman ve nasıl başladı?
Türkiye ile ilk temasım 2001 yılında, bir üniversite öğrencisi iken staj için geldiğim Bodrum’da oldu. Staj sonrası süreçte, 2005 yılına dek Bodrum’un büyük otellerinden birinde Misafir İlişkileri Departmanında görev yaptım. Daha sonra Antalya ve İstanbul tecrübelerim buna eklendi. Eskişehir’e gelmeden önce de son olarak 2017 yılında Antalya Ela Quality Hotel’de çalışıyordum. Şimdi artık varsa yoksa her şey OMM INN için.
Bir süre karantina dönemindeydik ve evlere kapandık. Siz o süreci nasıl değerlendirdiniz, neler yaptınız?
Karantina dönemi, uzunca bir süreçte, ailem ile birlikte olabilmemiz, birbirimize kesintisiz zaman ayırabilmemiz açısından gerçekten değişik bir tecrübe oldu. Bununla birlikte, tamamı evde geçmesine rağmen tüm iletişim kanallarını en üst düzey sıklıkta kullandığımız, bizler için oldukça yoğun bir program ve planlama dönemi olarak gerçekleşti. Süreci ve devamını sağlıklı getirebilmek adına ekiplerimizle devamlı toplantılar ve değerlendirmeler yaptık. Umuyorum ki, bundan sonraki zamanı hep birlikte “iyileşme” süreci olarak yaşar, bir daha karantinalı günlere dönmeyiz.
Tüm dünya için de umuyorum ki; bundan sonrasında, her şey sağlıkla, güzellikle ve aşkla geçiyor olsun.
Bundan sonraki iş ve kişisel planlarınızdan bahseder misiniz?
En büyük kişisel planım, yakında ikinci kez anne olma heyecanını yaşamaya hazırlanmam olarak belirtebilirim. Tüm dünya için de umuyorum ki; bundan sonrasında, her şey sağlıkla, güzellikle ve aşkla geçiyor olsun.
İş hayatım noktasında da, ekibimizin olduğu kadar, benim de hedefim, 1. yılımızı birlikte doldurduğumuz OMM INN ile önümüzdeki dönemde daha büyük başarılara imza atmak olacak. Bu başarı hedefleriyle de Eskişehir’imizi hem Türkiye’ye, hem de dünyaya daha fazla tanıtmak istiyor, 7’den 70’e herkesi atmosferimizi birlikte yaşamaya, tecrübe etmeye davet etmeyi istiyoruz.
İlgi gösterdiğiniz ve bana bu fırsatı sağladığınız için sizlere ve tüm Follow ekibine de çok teşekkürlerimi sunuyorum. Sevgi ve saygılarımla.
Röportaj: Şerife Varol Fotoğraflar: Can Catker