Cihan Arslan “Eskişehir geleceği şekillenmiş bir şehir”
Pandemi ülkemizde ve tüm dünyada devam ederken, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal işlerde görev yapan Cihan Arslan ile Eskişehir’in pandemi sürecindeki kültürel faaliyetleri hakkında söyleşi gerçekleştirdik. Büyükşehir belediyesinin kültür ve sanat aktivitelerini dijital ortamda halka buluşturduğunu söyleyen Arslan, pandemi sürecinden sonra da eski alışkanlıklarımıza dönebileceğimizi belirtiyor.
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal işlerde görev yapmaktasınız. İlk olarak sizi daha yakından tanıyabilir miyiz?
15 Ağustos 1987 Eskişehir doğumluyum. Evliyim ve bir kız çocuk babası olarak şanslı biriyim. Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarını bitirdikten hemen sonra iş hayatına atıldım ve mezuniyetimden farklı olarak İşletme sektörüne yöneldim. Özellikle Franchising yatırımı üzerine çok sayıda Eğitim ve Sertifika programı içerisinde yer aldım. Şehrimizde ve ülke genelinde 19 işletmede Kurucu ve Danışmanlık yaptım. Aynı dönem Endüstriyel Tasarım Yüksek Lisans Programını işlerimin yoğunluğu nedeniyle yarıda bırakmak durumunda kaldım. Sonrasında Eskişehir Büyükşehir Belediyesi İktisadi Teşebbüslerinde yöneticilik görevleri üstlendim ve halen kurumumuzun Kültür Sosyal İşlerinde kıymetli Eskişehir halkına hizmet etmeyi sürdürüyorum.
Şehrimizde genel tedbirlere paralel hareket edildiğinden ülke genelinden çokta farklı sonuç alınamadı.
Dünyayı saran Covid-19 salgını başladığından beri Eskişehir’de bu süreçte neler yapıldı? Pandemi dönemini Eskişehir nasıl geçiriyor?
Pandemi sürecinin ülkemizde genel anlamda iyi yönetilemediği kanaatindeyim. Şehrimizde ise genel tedbirlere paralel hareket edildiğinden ülke genelinden çokta farklı sonuç alınamadı. Biz kurum olarak sürecin hemen başında, henüz ülke genelinde o tedbirler alınmadan tüm toplu etkinliklerimizi (tiyatro, konserler, sanat sergilerimiz gibi) durdurduk. Takdir edersiniz ki Büyükşehir Belediyemiz organizasyonunda şehrimizde her gün muhakkak bir faaliyet vardı. Ve akabinde Kurum içi branş fark etmeksizin bir Kriz Masası oluşturduk. En uzaktaki ilçemiz ve mahallemiz dâhil süreçte mağduriyet yaşayan tüm Eskişehir halkına hizmet iletme noktasında olduk. Her fırsatta ‘Hakkınız Ödenmez’ denilen ve hakikaten ödenmeyen, pandemi sürecinde zor şartlar altında görev yapan Sağlık Çalışanlarımıza Şükranlarımı sunuyorum.
Şehrimiz, Prof. Dr. Yılmaz BÜYÜKERŞEN önderliğinde ve vizyonu ile zaten dünyaya ve ülkemize kültür sanat alanında her zaman örnek olmuştur.
Peki, bu dönemde Eskişehir’de kültür sanatla ilgili dünyada örnek olabilecek farklı projeler yapıldı mı?
Şehrimiz Prof. Dr. Yılmaz BÜYÜKERŞEN önderliğinde ve vizyonu ile zaten dünyaya ve ülkemize kültür sanat alanında her zaman örnek olmuştur. Pandemi sürecinde, izlenme rekorları kıran tüm Senfoni Orkestrası konserlerimizi ve kapalı gişe oynayan tiyatro ve müzikallerimizi dijital ortamlarda halkımızla buluşturduk. Tüm sanatçılarımızı onları çok seven seyircileri ile sosyal medya platformlarında buluşturduk. Tüm bunların dışında ‘Sesli Tiyatro’ projesini hayata geçirdik. Bir nevi Radyo Tiyatrosu tadında kurguladığımız ve izleyicilere de nostalji de yaptırdığımız projemiz olağanüstü beğeni topladı. Yine çok büyük ilgi gören ‘Çocuklara Masallar’ projemizde de 30’un üzerinde masalı pandemi sürecinin önlemleri içerisinde Masal Şatomuzda çekimlerini gerçekleştirerek, bu dönemde evlerde çok sıkılan çocuklarımızın beğenisine sunduk.
Maalesef Pandemi sürecine denk gelen ‘Şehir Tiyatrolarımızın 20. Yılı’ için de harika bir belgesel çekildi. Bu bağlamda, birlikte seyircimizle hemhal olan tüm Tiyatro emekçilerimizle nice başarılı, sağlıklı bol alkışlı 20 yıllarımız olsun demek istiyorum.
Eskişehir’in geleceğinin şekillenmesinde en çok hangi kavram üzerine durulmalı?
Eskişehir geleceği şekillenmiş bir şehir aslına bakarsanız. Çünkü üniversite ve öğrencileri şehrin tüm dinamiklerinin içinde. Şehirde kararlar alınırken gençlerin ve akademisyenlerin görüşü bir rezerv olarak tutuluyor. Bu çok önemli. Üstelik kültür ve sanat faaliyetleri şehrin olmazsa olmazı noktasında. Bu kavramlar üzerinden şehrimizin ülkemizdeki diğer tüm şehirlerden pozitif ayrışacağını düşünüyorum. Sanayi ve ticaret bağlamında bizim bir görüş beyan etmemiz doğru olmaz. Bu bağlamda Odaların da yoğun çaba sarf ederek şehrimizi sanayi ve ticaret hususunda marka şehir yapmalarını temenni etmekten öteye gidemeyiz.
Her görüşten ve inanıştan olan insanların, ayrıştığı konuları kapıda bırakarak, ‘Şehir Masasına’ oturacağına inanıyorum.
Siz Eskişehir’i 25 yıl sonra nerede görüyorsunuz? Bu 25 yıl içinde sizin öngörülerinize göre kenti neler bekliyor?
Ben hayalimdeki Eskişehir’in başlangıç kısmında olduğumuzu düşünüyorum. Önümüzdeki yıllarda şehrimizin ihtiyaç duyduğu ‘tüm kurumlarıyla birlikteliğin’ gerçekleşeceğine inanıyorum. Her görüşten ve inanıştan olan insanların, ayrıştığı konuları kapıda bırakarak, ‘Şehir Masasına’ oturacağına inanıyorum. İhtiyacımız olan kavram ve tutum da budur. Şehrimizi ancak bu cehitle ileriye taşırız. Kişisel menfaatlerin değil, şehir ve ülke menfaatinin ön planda olduğu, hizmet odaklı bir anlayışın hâkim olduğu yıllar olacaktır. Kişisel gelecek planlamam da bu yönde olacaktır.
Alışa geldiğimiz şehir yaşantımızdan çok da bir şey kaybetmeyeceğiz.
Eğer pandemi kontrol altına alınabilirse, Eskişehir’in eski normal yaşantısına dönmesi mümkün mü?
Tabii olarak uzun süren bu dönemde bazı alışkanlıklar kazandık ve bazı alışkanlıklarımızı kaybettik. Fakat ben hayatımın hiçbir döneminde umutsuz olmadım. Çok daha kısa sürede bu yaşadığımız dönemi de tecrübe edinerek daha güzel günler göreceğimize inanıyorum. Eskişehir özelinde konuşursak, yine sahnelerimiz dolacak, müzelerimizin önünde kuyruklar olacak, helvacı kuyruğuna gireceğiz, yine bozamızı hep beraber içebileceğiz, yine gondol sefamızı süreceğiz. Alışa geldiğimiz şehir yaşantımızdan çok da bir şey kaybetmeyeceğiz. Fakat ekonomik ve sosyolojik bir değerlendirme yapmaktan kaçınıyorum. Bu daha ziyade konunun uzmanlarının detaylı olarak anlatacağı bir olgu.