Açlığınızın nedeni duygularınız mı?
Sabah uyandınız. Yatakta bir süre işyerinde yetiştirmek zorunda olduğunuz projelerinizi birazda felaket senaryoları ekleyerek düşündünüz. Kendinizi gergin ve endişeli hissetmeye başladınız. Kahvaltıda o sabah için planladıklarınızın dışında pek çok yiyeceği hızlıca tüketip, kısa bir süre sonra yediklerinizden pişman olup suçluluk duygusu yaşamaya başladınız. Birçoğumuzun günlük hayatında sıklıkla karşılaştığı bu durum duygusal açlık yaşayanlar için güzel bir örnek.
Duygusal Açlık; kişinin endişe, üzüntü, mutsuzluk, öfke gibi olumsuz bir duyguyla baş etmek için çoğu zaman tok olduğu halde farkında olmadan yiyecekleri tüketerek olumsuz duyguyla baş etme çabasıdır.
Duygusal Süreçler Yemeğe Yönlendiriyor
Ruh halimizi etkileyen seratonin, dopamin vb. kimyasallar kendimizi, mutlu ya da mutsuz, endişeli ya da sakin hissetmemize neden oluyor. Örneğin; seratonin azalmaya başladığında zihnimiz endişeli düşünceler, felaket senaryolarıyla dolup taşıyor. Böyle olunca yaşantımızda her şeyin kontrolden çıkmaya başladığını düşünebiliriz. Yine beynimizin bir başka ruh halimizi etkileyen kimyasalı dopamin azalmaya başladığında ise; boşlukta, mutsuz ve keyifsiz hissetmeye başlarız.
Bilişsel-Davranışçı terapilerde sıklıkla vurguladığımız bir düşünce-anı; duyguyu o da bir davranışı tetikler modeli duygusal yeme döngüsünü bize daha net açıklar. Zihnimizden geçen olumsuz düşünceler ve anılar, hissettiğimiz duyguları ve davranışlarımızı etkiler. İlk paragraftaki örnekte olduğu gibi olumsuz bir düşünce endişe ve gerginlik gibi duyguları tetiklediğinde abartılı yeme davranışı ortaya çıkıyor.
Duygusal Yeme Davranışında Psikolojik Farkındalık Önemli
Duygusal yeme döngümüzü öğrendiğimizde duygusal yeme davranışının fizyolojik açlıktan kaynaklanmadığını kısa sürede ayırt etmeye başlarız. Yiyecekleri psikolojik farkındalıkla tüketmeye başladığımızda yiyecek tercihlerimiz ve miktarları yıkıcı olmaz.
Duygusal yeme eğiliminde yiyecek tercihleri kolay ulaşılabilir olduğu için paketli, yüksek kalorili, hazır yiyeceklerdir. Bu yiyecekleri sık sık tükettiğimizde kilo almaya ve mutsuz hissetmeye başlarız. Bu mutsuzluk kişinin kendine öfkelenmesine ve kendini suçlu hissetmesine neden olur.
Psikolojik farkındalık yiyecek seçimi, yeme hızı gibi durumların sağlıklı olmasına ve duygu kontrolsüzlüğünün azalmasına yardımcı olur.
Duygusal Açlığın İpuçları
Öfke, yalnızlık, mutsuzluk, kaygı hissettiklerinde yeme isteği ortaya çıkar,
Kişiler tok oldukları halde yeme isteği içinde olurlar,
Olumsuz duygular içindeyken kişinin zihni sürekli yiyeceklerle meşguldür,
Duygusal yeme isteği aniden başlar,
Gizli yemeyi ve yiyecekleri çanta, dolap gibi yerlere saklamayı severler,
Yeme davranışının sonlanmasıyla utanç, pişmanlık ve suçluluk hisleri ortaya çıkar.
Duygusal Yeme Davranışıyla Baş etmek
Hangi durumların sizi duygusal yeme eğilimine yönlendirdiğini ve hangi zamanlarda yeme isteğinizin arttığını kendinizde gözlemleyin.
Günlük olarak yediklerinizi kayıt formuna not almak, yiyecek tercihleriniz ve miktarının kontrolü için denetim sağlar.
Duygusal yeme isteğini fark ettiğinizde bunun fizyolojik bir açlık olmadığını ve geçici bir duyguyu yatıştırmak için yemek istediğinizi kendinize hatırlatın.
Zor duygularla baş etmek için daha sağlıklı ve kalıcı çözümler üretmeyi deneyebiliriz. Hissettiğiniz olumsuz duyguları konuşmayı, yazmayı deneyin. Böyle zamanlarda duygularınızı çizimler aracılığıyla serbest bırakmayı deneyebilirsiniz.
Tüm çabalarınıza rağmen kalıcı bir çözüm bulamamış olabilirsiniz. Böyle bir durumda daha kapsamlı ve derin bir desteğe ihtiyacınız olabilir. Bu konuda uzman bir psikolog desteği almak size yardımcı olacaktır.