Kuzey Vietnam Yunnan Sichuan
Daha önce Vietnam ve Çin’e seyahat etmiştim, fakat bu bölgede hala eski yaşantılarını sürdüren etnik grupların kıyafetleri, başlıkları ve yaşam tarzları beni çok heyecanlandırıyordu. Özellikle portre çekme merakım, tabii bir de soyları tükenme tehlikesinde olan pandaları görmek bu seyahate karar vermeme sebep oldu. Ayrıca gittiğimiz yerlerin zaman zaman 3000 metre yüksekliklerde olması daha fazla yaş almadan, sağlık sorunları yaşamadan bir an önce gitmem gerektiğine karar verdim.
Türk Hava Yolları’nın uçuşu ile 9,5 saatte Vietnam’ın başkenti Hanoi’ye ulaşıyoruz. Vietnam’ın resmi dili Vietnamcadır. 1858-1954 tarihleri arasında Fransız sömürgesi olması dolayısıyla ikinci dil olarak Fransızca görülmektedir. Günümüzde İngilizce de Fransızca kadar kullanılmaktadır.
M.Ö 3. yüzyılda Viet kabileleri Nam Viet Devletini kurdular. M.Ö. 111’de Nam Viet Devleti yıkılınca, Vietler Çin hâkimiyeti altına girdiler. 179-938 yılları arasında 1000 yıl Çin idaresinde kaldıktan sonra, 938 yıllarında özgürlüklerini almışlardır. 17yy. da Fransızlar zenginliklerini sömürmek amacı ile, 1850 yıllarında krala destek oluyorlar, böylelikle ayrıcalıklar elde ederek yerleşiyor ve 100 yıl bu ülkede kalıyorlar. Fransızlar kauçuk getirip dikiyorlar, birçok şey kazandırmalarına rağmen başta pirinç ve kauçuk olmak üzere ülkenin zenginliklerini sömürmüşlerdir. Fransızların baskıcı yönetimi halkı ucuz işgücü ile çalışmaya mecbur etmiştir. Bu sebeple Vietnam’da 1930-1945 yılları arasında bağımsızlık ve direniş mücadelesi, komünist hareketleri başlatmıştır. İkinci Dünya savaşı yıllarında Japonya tarafından işgal edilen Vietnam, Japonya’nın savaşı kaybetmesinin ardından Ho Chi Minh liderliğinde bağımsızlığını ilan etse de, Fransa’nın ülkeyi tekrar ele geçirme isteği ile kanlı savaşlara neden olmuştur. 21 Temmuz 1954 tarihinde imzalanan Cenevre Antlaşması ile ülke; Kuzey ve Güney Vietnam olarak ikiye ayrılmıştır. Amerikan Savaşı olarak adlandırılan Kuzey ve Güney Vietnam arasındaki savaş, ABD’nin müdahalesi ile 20.yüzyılın en büyük soykırımına dönüşecektir. 1963 yılında başlayan işgal, 1975 yılında ABD’nin mağlubiyeti ve Kuzey Vietnam’ın Güneyi ele geçirmesi ile son bulmuştur. Fakat bu savaşta 3 milyonu sivil olmak üzere, 5 milyondan fazla insan hayatını kaybetmiştir.
Vietnam’ın kuzeyinde Mayıs-Eylül ayları yağmurlu, Ekim-Mart ayları yağmursuz sıcak ve kurak geçen muson iklimi görülmektedir. Ülkenin güneyinde tropikal iklim hâkimdir. Vietnam tarım ülkesi olup, güneyde pirinç ve kauçuk, kuzeyde ise maden kömürü başlıca ihraç mallarıdır. Bunun yanında mısır, şeker kamışı, tütün, pamuk, çay ve kahve yetiştirilmektedir. Balıkçılık çok gelişmiştir. Ülke Fosfat, Demir, Magnezyum ve Çinko madenlerine sahiptir. Ormanlardan elde edilen Bambu, Abanoz, Meşe ağaçları ekonomiye katkı sağlamaktadır. Ülkenin para birimi; Vietnam Dong’tur. Dolar’da kullanılmaktadır. Vietnam’da temel ulaşım aracı motosikletler sebebiyle, trafiğini anlatmak mümkün değil tam bir karmaşa. Halkın çoğu ulaşımı motosikletle yapmaktadır. Sokaklarda dolaşırken motosikletlerden çıkan egzoz kokusundan dolayı maskesiz gezmek oldukça zor. Tuk Tuk denilen pedallı bisikletlerle yapılan şehir turunu hiç tavsiye etmiyorum. İyi ki boynumda şalım vardı, yoksa bu turda nefes almak bile zor açıkçası.
Ho Chi Minh’in 2 Eylül 1945’te Vietnam Demokratik Cumhuriyeti’nin Bağımsızlık Bildirgesini okuduğu meydan olan Ba Dhin Meydanı’na gidiyoruz. Bu meydana geliş sebebimiz Vietnam bağımsızlık hareketinin önderi ve Vietnam Demokratik Cumhuriyeti’nin ilk başkanı olan Ho Chi Minh’in Mozolesini görmek. Anıt Kabir’e benzeyen mozolenin hemen yanında Başkanlık Sarayı bulunmakta. Sarayın yanında bahçe içinde Ho Chi Minh’in mütevazı evini görüyor ve gölün etrafını dolaşıyoruz. Gölde oluşan yansımalar, buda ağaçları ve kırmızı balıkları ile görülmesi keyifli güzel fotoğraflar veren bir yer. Kompleks içinde Ho Amcanın kullandığı arabalarda sergilenmekte.
Ho Chi Minh ismi kendisine sonradan verilmiş ‘Aydınlatan Kişi’ anlamına gelmektedir. 1890 Vietnam doğumludur. Halk tarafından Ho Amca olarak anılmaktadır. Mütevazı yaşamı ve kişiliği ile tanınan Ho Amca, Başkanlık Sarayında kalmayı reddetmiş hemen yakınındaki bahçe içinde bulunan tek katlı sade evinde yaşamıştır. Saray bugün Vietnam Sosyalist Cumhuriyeti Başkanlık Ofis olarak kullanılmaktadır. Ho Chi Minh Fransız eğitimi almış, öğrencilik yıllarında Fransız yönetimine karşı eylemlerde bulunmuştur. Öğrenimini yarı bırakarak gemilerde çalışmış, bu sayede birçok ülkeyi görme şansı doğmuş. 1920 Fransız Komünist Parti kurucuları arasında olmuş ve çevresindeki Vietnamlı gençleri ülkelerinin bağımsızlığı için eğitmiştir. 1930 yılında yoksul köylülere toprak dağıtmayı ve yabancı işletmeleri kamulaştırmayı amaçlayan bir programla, Çinhindi Komünist Partisini kurdu. 1940 yılında Japon birlikleri Çinhindi’ne girince Ho Chi Minh 1941’de ülkesine geri döndü. Gerilla Savaş’ı üzerine kitaplar yazdı, çalışmalar yaptı. II. Dünya Savaşı’nda Japonlar’a karşı mücadele için Çin’e gidince tutuklandı ve 18 ay zor şartlarda hapishanede kaldı. 2 Eylül 1945’te bağımsız Vietnam Demokratik Cumhuriyeti’nin kurulduğunu ilan etti. 1969 yılında savaş sürerken iki Vietnam’ın birleştiğini göremeden öldü. Turumuzun devamında Tek Sütunlu Pagoda’yı görmeye gidiyoruz. İmparator Ly Thai Tong, Tek Sütunlu Pagoda’yı M.Ö.1049 yılında kendisine bir oğul bağışlayan Merhamet Tanrıçası Quan Am onuruna inşa ettirmiş. Lotus çiçekli havuzun ortasında yükselen Pagoda, genellikle bebek isteyenler tarafından ziyaret edilerek tütsüler yakılmakta ve dualar edilmektedir. Günün devamında 1070 yılında Kral Ly Nhan Tong döneminde inşa edilen ‘Temple of Literature’ Edebiyat Tapınağı’nı geziyoruz. Vietnamlıların Konfüçyüs evi dedikleri ilk Üniversitesi de görülebilmektedir. Edebiyat Tapınağı’nın bahçesinde bulunan 82 adet kaplumbağa heykeli; Budizm’de uzun ömürlü olmayı simgeliyor. Kaplumbağaların üzerine 15.yüzyılda İmparatorun emriyle eğitim gören ve başarılı olan kişilerin isimleri yazılıyor. Edebiyat Tapınağı gezimiz sırasında profesyonel bir çekime rastladık. Mankenimiz küçük bir kız çocuğu, yeşil şapkası ve özel kıyafeti ile çok hoştu. Bana da bol bol fotoğraf çekmek düştü.
Vietnam Etnografı Müzesi gezimizde 54 farklı etnik gurup olduğunu, kıyafetlerini, yaşam şekillerini öğreniyoruz. Vietnam’ın kuzeyinde Çin sınırına yakın Sapa bölgesine gittiğimizde gerçek hayatta başlıklarından ve kıyafetlerinden ayırt edilen bu etnik gurupları görme şansını yakalayacağız. Hanoi’nin en büyük gölü olan Ho Tay’ın kıyısında bulunan şehrin en eski pagodası Tran Quoc’u ziyaret ediyoruz. Hanoi’de dolaşırken en çok ilgimi çeken bisikletli satıcılardı. Genelde meyve ve çiçek satan bu yerel halk, fotoğraftan çok hoşlanmıyor olsa da, onları rahatsız etmeden bir iki kare çekebilmek güzeldi. Günün sonunda, akşam yemeğinin ardından tren ile Lao Cai’ye hareket ediyoruz. Kendimize ait bir kompartıman olması sebebiyle ben sesten rahatsız olmadığım için rahatça uyuyorum ve sabah Vietnam’ın kuzeyinde bulunan Sapa bölgesine ulaşıyoruz. Sapa, uçsuz bucaksız pirinç terasları, dağ köyleri ve etnik kabileleri ile ünlü bir bölge. Otobüs ile yaptığımız 2 saatlik bir yolculuk çeltik tarlalarının güzel görüntüleri ile geçiyor. Yol kenarında durup çeltik ekiminde çalışanları fotoğraflamak çok hoşuma gidiyor.
Hedefimiz; Bac Ha’da bulunan yerel pazar. Müze’de gördüğümüz etnik gurupları burada birebir görmek beni çok heyecanlandırıyor. Yerel halk kendi ürünlerini ve hayvanlarını satmak için burada buluşmakta. Büyükbaş hayvan, tavuk, civciv yanında köpekte satılmakta. Çünkü Vietnamlılar köpek yemektedirler. Vietnam’daki etnik gurupların çoğu, kuzeyde Çin sınırına yakın dağlık bölgede yaşamaktadır. Bu guruplar dil, fiziksel özellikler ve geleneksel kıyafetleriyle tanımlanabilmektedir. Vietnam’da 30’dan çok etnik gurup bulunmaktadır. Bazıları H’mong, Dao, Nung. Zay, Tu Di, Tay ve Giay’dır. Bu gruplardan bazıları kıyafetlere göre isim almaktadır. Hmong’lar, kırmızı, beyaz, siyah, yeşil ve çiçek olarak tanınıyor. Dao’ların kırmızı, siyah, beyaz pantolonları, mavi ceketleri ve gümüş sikkeleri vardır.
Halkı etnik kıyafetleri ile pazarda, pirinç teraslarında, ot toplarken, mağazalarda her yerde görebilirsiniz. Viet halkı nüfusun %86’sına sahipken, Tay sakinleri %2’lik bir orana sahiptir. Tay etnik gurubunun kültürü çok zengindir. Geleneksel folklor ve düğün şarkıları, dansları ve müzikleri ile yıl boyu çeşitli festivaller ve kutlamalar yapmaktadırlar. Kendilerine özgü brokar dokumaları vardır, giysiler çok renkli değildir. Kadınlar indigo renkli boyalı pamuk etek veya pantolon, polo gömlek giyer, siyah başlık takarlar. Hmong, Vietnam’daki en büyük etnik guruplardan biridir. Siyah Hmong genellikle çivit mavisi giysileri ile bilinirler. Kıyafetleri en renkli gurup ise; Flower H’mong kadınlarıdır. Dao grubu sadece Kuzey Vietnam’da görülmekte olup, nüfusları 600 000 civarındadır. Dao grubundaki kadınlar, gümüş sikkeler ve kırmızı püsküllerle süslenmiş üçgen kırmızı başlıklar takmaktadırlar. Etnik gurupların yaşadığı bu bölgelerde turizmin artması, yerlilerin kolaylıkla para kazanmaya başlaması ile değişime uğrayacakları için, bu huzurlu ve tatlı insanları görmek istiyorsanız fazla beklemeyin derim. Vietnam’ın en yüksek dağı Fan Si Pan eteklerinde kurulmuş olan Sapa, güzel iklimiyle ün yapmıştır. Farklı etnik gurupların olması sebebiyle 17 ayrı dil konuşulmakta olsa da, %86 Vietnamca konuşulmaktadır. Hanoi’de eğitim düzeyi %90 olmasına karşın, dağlık bölgelerde %60-70’dir. Haoi’de yaş ortalaması 75 iken, dağlık bölgelerde 65’e düşmektedir. Sapa kasabasının ana meydanında, Fransız kolonyal dönemden kalan kilisesi, kafe ve hediyelik eşya dükkânlarını dolaşıyoruz. Dükkânlarda Nike, Mammut, North Face, Jack Wolfskin gibi ünlü markaların birebir aynı görünümlü taklit ürünleri inanılmaz ucuz fiyatlarla satılmakta, dayanamayıp bir şeyler alacağınız kesin valizinizi ona göre hazırlamanızı öneririm.
Meydanda yörenin kıyafetlerini giyerek fotoğraf çektirebiliyorsunuz. Bu arada etrafta bulunan yerel kıyafetli çocukları fotoğraflayabilmekte mümkün.Sabah Sapa bölgesini keşfetmeye devam ediyoruz. Sapa’nın güneyinde bulunan Black H’mong etnik gurubunun yaşadığı Lao Chai Köyü’ne gidiyoruz. Otobüsten indiğimizde yerliler etrafımızı sarıyor ve onlarla birlikte önce köyün okulunu ziyaret ediyoruz. Sınıflardan birine girdiğimizde hocaları öbür sınıfta olmasına rağmen, sessiz bir şekilde çalışan çocukların fotoğraflarını çekiyoruz. Yerli halkla birlikte Ta Van Köyü’ne kadar yürüyoruz. Bu köy ise Giay etnik gurubuna ait. Öğle yemeğinin ardından Cat Cat Köyü’ne gidiyoruz. Buradaki etnik gurup ise Black H’mong. Ve böylelikle Vietnam’ın Sapa bölgesindeki turumuzu tamamlıyoruz. Yarın Çin’e doğru hareket ediyoruz. Yazının devamı bir daha ki sayımızda. Seyahat fotoğraflarımı @banusiyahi instagram hesabımdan takip edebilirsiniz.